15 Mayıs 2019 Çarşamba

Villa Kiralama Hizmeti

Villa Kiralamanın Zorlukları

villa kiralama hizmeti

Hepimiz tatile dinlenmek için gideriz. Tatil bizim deşarj olduğumuz herşeyi geride bıraktığımız, yılda bir kere belki de 2 kere gittiğimiz bir etkinliktir. Bizim için bu kadar önemli olan bir etkinlikte ödediğimiz paraya göre en kaliteli hizmeti bekleriz. Kimi insan vardır ki aşçıların yaptığı yemez illaki kendisi yapmalı. Ya da öyle insanlar var ki sunumdan hoşlanmaz, kalabalıktan hoşlanmaz, yanlız bir tatil ister. Sadece sevdikleriyle başbaşa bir tatil geçirmek ister insan bazen. İşte bu noktalarda hem villa kiralama firması için hem de tatilciler için bazı zorluklar ortaya çıkıyor. Tatilci olarak villa kiralama hizmeti aldıysanız şunu unutmamalısınız; Kiralık Villa tatilinde oteldeki gibi açık büfe olmaz, hazır yemekler olmaz, valizinizi taşıyacak görevliler veya resepsiyonistler olmaz. Böyle bir tatil türünde olmamalı da zaten. Bu tatil türünü seçenler şunu bilmeli ki bu tatil size özel. Sadece siz ve sevdikleriniz. Sevdiğinin elinden yemek yemek istemez mi insan veya tam tersi sevdiğine yemek yapmak istemez mi insan? Bu açıdan bakmalısınız. Siz işin bu kısmını düşünürken gelin bir de villa kiralama firması tarafından bakalım.

Villa Kiralama Firmasının Sorumlulukları 

villa kiralama firmasının sorumlulukları

Siz tatilinizi nerede ve nasıl yapacağınıza karar verirken, villa kiralama firmaları da size nasıl daha iyi tatil yaptırabileceklerini, nerelerde villa bulabileceklerini düşünürler. Durum o kadar zorlaşır ki anlaşma sağlayacakları villalar deniz manzaralı mı, etrafı kapalı mı, denize yakın mı, lokasyonu nasıl, ulaşım nasıl her şeyi düşünmek zorundadırlar. Türkiye'nin en çok kiralık villaları Antalya Kalkan bölgesindedir. Haliyle Türkiye'nin en çok villa kiralama firmaları da Antalya ve çevresindeki illerdedir. Bu kadar rekabetin döndüğü bir sektörde her villa kiralama firması diğerinden daha iyi villalar bulmak ve daha iyi hizmet vermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Onlar sorumluluklarını yerine getirecek ki siz de doya doya tatil yapın değil mi?

 

12 Mayıs 2019 Pazar

MISIR EL ARİŞ




Çölün derinliklerinde yanlarında cep telefonları, gaz silindirleri ve TNT olan bir grup erkek toplandı.
Kanalı'ndan başkente geçmek üzere bir feribot sırasına giriyor, ama sonra direksiyon kırıp Akdeniz kıyısına doğru gaza basıyorum.
Kuzey sadece bürokratik yönden değil farklı açılardan da çok ayrı duruyor; manzaranın dahi güneyin yüksek, pembe dağlarıyla hiçbir benzerliği yok. Kumullar göz alabildiğince uzanıyor, otoyolları örtüyor ve dört bir yanda ufku kaplıyor. Kuzey Sina'da her şey çok uzak görünüyor.
Mısır yönetimi bir zamanlar kuzey sahillerinde ciddi bir potansiyel görmüştü. Bundan bir nesil önce, geniş plajları ve sıra sıra palmiye ağaçlarıyla El Ariş, Akdeniz'de bir pırlanta gibi ışıldıyordu. Devlet kente ilgi göstermiş, oteller ve işletmeler arasında iyi okullar yükselmişti.
Mercan resiflerine dimdik inen sarp dağlar yerine, kum plajları ve sığ denizlere doğru uzanan düz yapısıyla El Ariş, turizm alanında kalkınmaya güneye oranla daha uygundu.
Ancak yirmi yıl önce güneyde yaşanan hızlı gelişme tüm kaynakları kuzeyden uzaklaştırdı. Ayrıca, sadece 48 kilometre uzaklıkta yer alan Gazze'de süregiden huzursuzlukla birlikte son yabancı turistler de burayı terk etti.
Şimdilerde El Ariş'e girmek, yarım bırakılmış tabaklar ve boş sandalyelerin yer aldığı ani- den sona ermiş bir akşam yemeği partisine katılmaya benziyor. Kapalı bir turizm ofisinin ve Akdeniz'e bakan terk edilmiş otellerin önünden geçiyorum. Kent merkezinde genç erkekler kaldırımlarda oturmuş, bir şeyler bekliyormuşçasına sokakları gözlüyor. Bir araştırmaya göre, 20-30 yaş grubundaki her on kişiden dokuzdan fazlasının sürekli bir işi yok, güneydeki otellerde çalışma izni alma umudu ise daha da düşük.
Mısır'ın diğer bölgelerinde haftalar geçirdikten sonra, El Ariş'te kısa bir süre kalınca, insan sanki burada hiç kadın yaşamıyormuş gibi bir duyguya kapılıyor. Sina'nın diğer bölgelerinde tüm toplumsal ayrımlar dine değil, sınıfsal konum ve geleneklere de dayanıyor, kadınlar da erkekler kadar toplumsal yaşamda boy gösteriyor. El Ariş ise kadınları genellikle evde ve örtülü tutan İslami muhafazakârlığa kaymış. Burası İyad Salah'ın, Muhammed ve Süleyman Flayfil kardeşler dâhil, Bedevi suikastçıları topladığı ortam.
Bir çocuk, ihtiyar Şeyh Ahmet Flayfil'i çağırmak üzere koşturuyor. Güneşten kavrulan avluya girerken gözlerini kırpıştıran Şeyh Ahmet, tüm Bedevi geleneklerine aykırı bir biçimde, ne oturuyor ne de çay ikram ediyor. Uzun uzun beni süzdükten sonra, “Ölü oğullarımı sormaya mı geldin?” diyor.
Evet öyle yapmıştım.
Şeyh iç geçirip pencereden dışarı, uçsuz bucaksız kumullara doğru bakıyor. Kasaba halkı, Şeyhin oğullarının uzun sakal bırakmaları ve komşularıyla birlikte camiye gitmek yerine iba det için çölde inzivaya çekilmelerini dillerinden düşürmüyor. Şeyh öz evlatlarını reddetmiş.
En sonunda, “Öldüler” diyor. Ve, başka hiçbir şey söylemeden gidiyor.
Ekim gecesi iki bomba daha patlamıştı. O Yaser el Bedrevi, Nuveyba'da, otel odasının balkonunda dikilmiş, sahil boyunca kuzeye, sırt çantalı gezginlerin kampına doğru bakıyordu. İşte tam bu sırada kamp alanında büyük bir patlama gördü. Saniyeler geçmeden patlamanın sesi de duyuldu; aşağıda, kumsalda ki neredeyse tamamı İsrailli olan müşteriler dönüp baktıklarında patlama bölgesinin üzerinde küçük, mantarımsı bir bulut oluştuğunu görecekti. El Bedrevi, nükleer bomba, diye geçirdi içinden. Sina, barışın hüküm sürdüğü, huzurlu bir yer olarak ün salmıştı, bu nedenle bu bulut görüntüsü bir anlam ifade etmiyordu.
Kampın dışında uzanan yolda, arabasının içinde bir adam aracı içeri doğru sürmeyi dene- miş, ama fenerli bir koruma görevlisinin ortaya çıkmasıyla son anda ürkmüştü. Telaşla arabayı geri geri sürmüş, bir kumula saplanmış, ardından yürüyerek oradan uzaklaşmış ve uzaktan kumandayla aracı patlatmıştı. Yakınlardaki bir diğer kampta, bir başka sürücü, üzeri palmiye yapraklarıyla örtülü bir lokantanın yakınına aracını park etmiş, arabayı havaya uçurmuş, lokanta ve pek çok bambu kulübe yerle bir olmuştu. Patlama sonucu iki İsrailli ve bir Bedevi öldü. Ve yine sürücü görünmeden kayıplara karıştı.

11 Mayıs 2019 Cumartesi

İstanbul Arkeoloji Müzesi Gezi

NEKROPOLÜ BÖLÜMÜ 

NEKROPOLÜ BÖLÜMÜ
 Bu bölümde antik İstanbul (Byzantion) nekropolünden (mezarlık) bulunan mezar taşları teşhir edilmektedir. Bu nekropol antik İstanbul surlarında Trakya kapısının bulunduğu, Sultan Mahmut Türbesi civarından başlıyor, Beyazıta, oradan Vezneciler ve Süleymaniye'ye ve Lâleli'ye doğru devam ediyordu. Bu bölümü orta bölüm ile ayıran duvarda çoğu yalnız kitabeli M. E. IV üncü asrın sonuna. veya III üncü asra ait olan taşlar vardır. Üzerlerinde kalan izlerden boyalı oldukları anlaşıyor. Boya olarak kırmızı, mavi ve sarı kullanılmıştır.

BÖLME DUVARINDA ALT SIRADA ORTADA

Çıplak bir genç kabartmasını havialınlıklı mezar taşı. Genç sağ elinde bir kuş tutmakta"  ve bir köpekle oynamaktadır. Bu taşın da boyalı olduğu anlaşılıyor. Attikada yapılmış bir eserdir. M. E. IV üncü asrın sonuna âittir.

İKİNCİ DUVAR ALT SIRA KÖŞEDE

257- Hygeia'nın mezar steli. Bir karı-kocaya ait olan bu stele, yalnız kadının ismi yazılmış, erkeğin isminin yeri boş bırakılmıştır. Yani kadından sonra ölen erkeğin ayni mezara gömülmediği anlaşılıyor.

ORTADA, PENCERE ALTINDA

4280 - Bir ailenin mezar steli. Üzerinde ayakta üç büyük insan ve bir'çocuk tasviri vardır
4205 -   Heris'in mezar steli. Bu stel üzerinde bir  denizci olan sahibinin silahları ve bir harp gemisi , Provası tasvir edilmiştir.
4206 - Hekatodoros'un oğlunun mezar steli. Bu stelin sahibi bir ilim adamı ve aynı zamanda bir sporcudur. Rafta görülen kitap defter, mürekkep . hökkası, kalem, ve atletlere mahsus bir alet olan strigilis (atletlerin vücutlarındaki yağları kazıdıkları. ucu kıvrık alet) bunu işaret etmektedir. Stel süzerinde galiplere mahsus çelenk, palmiye dâlı ile  ilâh Hermes'in işareti olan Kerykeion, bir ay, filozoflara mahsus deynek, bir kaide üzerinde küre, saplı bi el feneri veya yanmamış bir meşale görülmektedir. Heleniksitik Çağ.


10 Mayıs 2019 Cuma

Kore Tapınakları

 KORE'DE TAPINAKLARI GEZDİK

kore tapınakları
Buseoksa Tapınağı  
Buseoksa Tapınağı büyüklüğü ve güzel manzarasıyla diğer tapınaklardan ayrılıyor. 676 yılında inşa edilen ana bina Muryangsujeon (18 No'lu Ulusal Hazine) güzel hatlarıyla dikkat çekiyor. Tapınaktan çok kısa bir araba yolculuğuyla, geleneklerini ve kültürünü bugün de devam ettiren soylu köyü Museom'a gidilebiliyor.
Pohang
Pohang, dünyanın en büyük çelik üreticisi POSCO'nun memleketi. 1968 yılında kurulan POSCO sadece otuz yıl içinde dünya çelik endüstrisinin tepesine yerleşti. Pohang'da ayrıca, Kore Yarmadası'nda güneşin en erken doğduğu yer olan Homigot da bulunuyor.
Tongdosa Tapınağı
Kore'nin en büyük tapınaklarından biri olan Tongdosa, içinde hiçbir Buda heykelinin olmaması, bunun yerine içinde “Sakyamuni Buda'nın gerçek türbesinin bulunması” ile ünlü. Ana bina 290 No'lu Ulusal Hazine ve civarda başka pek çok yerel hazine ve kültürel yerler bulunuyor.
Jinhae
Jinhae güney kıyısındaki en bilinen liman kentlerinden biri ve kiraz çiçeği ağaçları ile ünlü. Her yıl nisan ayında kiraz çiçeği ağaçları çiçek açtığında, on gün boyunca Jinhae Gunhangje Festivali yapılıyor. Festival boyunca insanlar buraya toplanıyor ve baharın gelişini kutluyor.
Jinju
Namgang Nehri'nin her iki tarafına yayılan küçük kent, Jirisan Ulusal Parkı'nın doğusunu keşfetmek için uygun bir yer. Jinju özellikle, 16. yüzyılın sonlarındaki Japon işgalinde burada yapılan ünlü savaşlarla tanınıyor. Jinju Ulusal Müzesi, Jinjuseong Kalesi, Chokseongnu Köşkü ve Nongae Türbesi en gözde turistik noktalar.

8 Mayıs 2019 Çarşamba

SEONYUDO - KORE


SEONYUDO PARKI

SEUNYUDO

Seonyudo, Hangang Nehri'nde küçük bir ada. Eskiden pis su arıtma tesisinin bulunduğu ada 2002 yılnda eko parka dönüştürüldü. Kimyasal çözünme yataklarında şimdi ıtır, yosun ve eğreltiotu bahçeleri bulunuyor. Eski pompa istasyonunda bulunan nehir kıyısı kafesi, yine adada açılan galeri, sera ve 200 kişilik amfiteatr ziyaretçilerin uğrak yerleri arasında sayılabilir.
YEOUIDO
Kore Menkul Kıymetler Borsası, şirketlerin genel merkezleri ve Kore'nin iki büyük yayın kuruluşu KBS ve MBC'nin bulunduğu bu bölge Seul'ün iş ve ticaret merkezi. Yeouido'nun turistler için en ilgi çekici yeri; dev ekran IMAX sineması, akvaryumu, çatıda gözlem güvertesi, alışveriş merkezi ve çok sayıda restoranıyla 63 City. Yeouido'da ayrıca Kore Ulusal Meclisi'nin binası bulunuyor.
BANPODAEGYO KÖPRÜSÜ – GÖKKUŞAĞI ŞELALASİ
Banpodaegyo Köprüsü'ne boylu boyunca yerleştirilen 200'ün üzerinde renkli ışık ve 380 fıskiyeden fışkıran sular muhteşem bir manzara yaratıyor. Toplam uzunluğu 570 metre olan Banpodaegyo Gökkuşağı Şelalesi en uzun köprü çeşmesi olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi.
SEUL ORMANI
Seul'ün kalbinde bulunan Seul Ormanı herkesin tabiat ananın nimetlerinin tadını çıkarabileceği bir yer. Orman beş bölüme ayrılıyor: Kültürel Sanat Parkı, Ekolojik Orman, Doğal Hayatı Deneyimleme Alanı, Ekolojik Sulak Araziler ve Han Nehri Kıyısı Parkı.

5 Mayıs 2019 Pazar

Kısaca Kore

kore rehberi

Kore Yarımadası, Asya kıtasının en doğu ucundan güneye doğru uzanıyor. En dar yerinde eni yaklaşık 216 km, boyu 1000 km. Topraklarının yüzde 70'i dağlarla kaplı olan Kore bu yönüyle dünyanın en dağlık bölgelerinden biri. Doğu kıyısı boyunca uzanan dağlar Doğu Denizi'ne inen dik yamaçlar oluşturuyor, güney ve batı kıyılarında ise dağlar denize doğru kademeli olarak alçalıp düzleşerek tarım alanları, özellikle de pirinç yetiştirmeye uygun alanlar yaratıyor.
Yarımada, 38. paralelin hemen kuzeyinden bölün- müştür. Güneyde Kore Cumhuriyeti ve Koz | Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti aralarında askerden Arındırılmış Bölge (DMZ) ile birbirinden ayrılmaktadır.
Kore Cumhuriyeti, sekiz bölge ve bir özel özerk il (do); başkent Seul, altı özel statülü şehir Busan, Daegu, Incheon, Gwanaju, Daejeon ve Ulsan; 74 şehir (si) ve 85 ilçeden (gun) oluşuyor.
Kore dili; Türkçe, Macarca, Moğolca ve Fince gibi : Ural Altay dil ailesine dahil. Hangeul (Kore alfabesi) temelde 10 ünlü ve 14 ünsüz harften oluşuyor. 1443'te Kral Sejong tarafından görevlendirilen bir grup bilim adamı tarafından konuşma dilinin yazılı ifadeye dökülmesiyle hazırlanmıştır. Hangeul'un nasıl kullanılacağına dair açıklamalar içeren tarihi belge Hunminjeongeum, UNESCO'nun Dünya Mirası listesinde ve UNESCO her yıl hangeul'un yaratıcısı adına “Kral Sejong Okur-Yazarlık Ödülü” veriyor.


1 Mayıs 2019 Çarşamba

Şanlı Urfa Çarşısı

Urfa Çarşısı

şanlı urfa çarşısı

Önce şöyle bir çarşıya uğrayalım dedik. Urfa çarşısı herhangi bir batı şehrinde gidilen çarşıdan çok farklı. Bu çarşıda osmanlı döneminden kalma çok sayıda han var. Bu hanlar arasında en ünlüleri ise, Gümrük Hanı, Hacı Kamil Hanı, Mencek, Bican Ağa Hanı ve Topçu Hanı'dır. İşte bu hanlardan oluşan çarşıya girdiğinizde, mimarisi ve görünümü ile kendinizi bir anda Mardin'de Diyarbakır'da benzer yerlerde olduğu gibi 16. yüzyılda sanabilirsiniz. Rengarenk kumaş ve yöre giysilerinin sergilendiği tezgahlarda ayrıca yörenin ünlü "Faru" denilen kuzu kürkünden yapılan abalar, bakır ağaç, keçe gibi geleneksel sanatların üretildiği otantik ortamdaki dükkanları gezerken,yüzyıllar önce de ticaret merkezi olan, ticaret merkezlerinin orta yerindeki, kürsi denilen küçük sandalyelerine otururken elinde taze pişirilmiş Mırrayı ikram eden kahveciler ile Urfa Çarşısı size tam anlamıyla bir 16. yüzyıl ortamı yaşatacaktır.

Urfa Gezisi

şanlı urfa çarşı gezisi

Çarşıyı gezerken dükkan sahipleri size Urfa'dan alabileceğiniz ilginç bir hediye; şehir nufusunun bir bölümünü oluşturan ve şehir kültüründe ağırlığı olan  Arapların güneşten korunmak için, başlarına sarmak için kullandığı kefiye ve agal.