RİVA REHBERİ
Karadeniz kıyısında, Anadolu Feneri ile
Şile arasında kalan Riva'nın (yeni adı Çayağzı), Avrupa yakasındaki Kilyos ve
Asya yakasındaki Şile gibi yerlere göre daha az kalabalık, geniş ve uzun bir
kumsalı bulunmaktadır. Kumsalın bir bölümü askeri bölge ve geçilemiyor.
Çevrede küçük koylar, açıklarda ise
adacıklar görülüyor. Plajda kabin, çevrede ve dere kenarında kahveler
bulunuyor. Konaklamak isteyenler küçük otel ve pansiyonlardan
yararlanabilirler.
Tepedeki Riva kalesi harap durumda.
Kalenin kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmiyor ama büyük
olasılıkla Boğaz'a yapılacak bir saldırıyı önlemek ve bu sahil bölgesini
güvenlik altına almak amacıyla inşa edilmiş. Tarihi Bizans öncesine uzanan
Riva'nın bu yüzyıl başında nüfusunun çoğunluğu Rum imiş. 1. Dünya Savaşı
sırasında boşaltılmış ve sonra Karadeniz'den gelen göçmenler yerleşmişler.
Riva'nın güzelliği, yalnızca denizi ve
kumsalıyla sınırlı değil. Riva deresi, yemyeşil bir vadi boyunca akıyor ve
buradan denize dökülüyor. Genişliği yer yer 10 metreye ulaşan dere balık
avcılığı için uygun. Dereden sazan ve yayın balığı çıkıyor. Ayrıca Riva Çayı
üzerinde kayık kiralanarak gezinti yapılabilir.
Dere boyunca ve Riva'ya yaklaştıkça, dere
kenarında küçük lokantalar ve piknik yerleri bulabilirsiniz. İsterseniz
yanınızda getirdiğiniz yiyecekleri mangal ve içecek bir şeyler isteyerek
yiyebilir, isterseniz tüm ihtiyacınızı oradan karşılayabilirsiniz.
POYRAZKÖY
Boğaz'ın Anadolu yakasında, Karadeniz'e
en yakın yerleşimlerden biridir Poyrazköy. Fazla kalabalık olmayan köy, tepeye
kurulmuş. Köye girmeden sola, Poyrazköy plajına yol ayrılıyor. Plaj, fazla
büyük olmayan bir kumsal ve çevresindeki irili ufaklı tesislerden oluşuyor.
Soyunma kabinleri, lokanta ve kahveler var. Poyrazköy, rüzgara ve akıntıya karşı korunaklı bir koy olduğu için,
tekne ve yatların demirlemesi için uygun. Özellikle yazın tatil günlerinde koy
teknelerle doluyor. Yat sahipleri, ya da biraraya gelip tekne tutanlar denize
girmek için nispeten temiz olan Poyrazköy'ü seçiyorlar. Poyrazköy'ün çevresi
bir süre öncesine kadar askeri alanla çevriliydi. Askeri alan, köye girişi
engellemiyordu ama Beykoz - Poyrazköy yolu üzerindeki sık ormanlık alanda
durmayı ve piknik yapmayı yasaklıyordu. Yasak kalkınca yol boyu piknikçilerin
akınına uğradı. Geçen yıl da piknik ateşinden çok büyük bir yangın çıktı.
Çevreyi tahrip etmeden yararlanmayı ne zaman öğreneceğiz acaba? İnsanın keşke
yasak devam etseydi diyesi geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder