Zeytin, asırlar boyu kutsal sayıldı. Ağacı, dalları, meyvesi, dinde, tıpta, ritüellerde kullanıldı. Her ne kadar zeytin ağacının varlığı, Yunanistan'da 4000 yıl öncesine kadar uzanıyorsa da, Anadolu'da 10000 yıl önce de zeytin ağacı vardı. Bu nedenle, zeytinin anayurdu, Akdeniz olarak kabul edilir.
Urla İskelesi yakınındaki bir tarlada, Ege Üniversitesi'nden Arkeolog Prof. Dr. Güven Bakır'ın başkanlığında yapılan kazılarda, 2500 yıl öncesine ait bir zeytinyağı işliği gün ışığına çıkarıldı. Anadolu'da ele geçen bu en eski ve tek zeytin yağı işliğinde, zeytin kırma değirmeninin yapısı ve hidrolik bilimin ulaştığı düzey belirgin bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Kazılarda yapılan incelemelerde, zeytinin hamur haline getirilmesinde, insan gücüyle çalışan taş merdanelerin kullanıldığı, havuzlarda bileşik kaplar esasına dayanarak, presten gelen yağ ile kara su karışımının başka bir kuyuya boşaldığı ve burada zeytinyağının yüzeye çıkarak, kara su ile tortunun dibe çöktüğü saptandı. Bu arada, kara su ve tortu dipteki delikten başka bir kuyuya geçerken, bir önceki kuyuda biriken zeytinyağı da, kepçelerle başka bir kuyuya aktarılıp dinlenmeye bırakılıyordu.
İyonya'nın ileri bilim seviyesi göz önüne alınırsa, o dönemde başka hiçbir Akdeniz ülkesinde keşfedilmemiş bu yeniliğe şaşırmamak gerekir. Hatta bu dönemde yaşamış olan ve bir yıl öncesinden güneş tutulmasının zamanını öngören, dünyanın yedi bilgesinden biri Tales de, yine meteorolojik tahminleriyle,o yıl zeytinin bol olacağını hesaplamış, bütün zeytinyağı işliklerini kiralayarak zengin olmuştu.
Mitolojide, zeytin ağacıyla ilgili birçok efsane var. Bunlardan biri şöyle; Denizler Tanrısı Poseidon'la Akıl Tanrıçası Atena, bir rekabetin içindeydi. Zeus, bu iki tanrıyı insanlığa en de ğerli armağanı vermekle görevlendirdi. Poseidon bir at getirdi, Atena ise Yunanistan'ın en büyük şehri Aeropolis'in girişine bir zeytin ağacı dikti. Bunun üzerine Atina kentine tanrıçanın ismi verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder