9 Eylül 2019 Pazartesi

Sırlarla Dolu Necef


Necef, gelişigüzel yöntemlerle yapılan mumyalama işlemlerinin şehri salgın hastalıklarla karşı karşıya bırakmamasını, kuru çöl havasına borçludur. Necef'in yerli halkından geçimini sağlamak üzere çalışan az sayıda insan, hacılar tarafından gömülmek üzere getirilen ölüler için üzerinde Kuran'dan ayetler yazan süslü kefenler dokuyarak para kazanır.

Düzenbazlar bu “uluslararası fuar”ı dolduran kalabalıkların sırtından geçindikçe, ekmeğini ürkek ziyaretçilerden kazanan Necefte suç unsuru giderek yaygınlaşıyor. Ortalık üçkağıtçıdan, hırsız ve dolandırıcıdan geçilmiyor. Pek az ziyaretçi Necef'ten cebinde parayla ayrılmayı başarabiliyor. Pek çoğu da yolun sonuna ulaşamadan, kendini Kerbelâ ve Bağdat gibi şehirlerin sokaklarında ekmek parası için dilenirken buluyor.

Bu olağandışı şehrin herhangi bir yerinde ne bir ağaç gördüm, ne de bir çalı; saksıda bir çiçek bile gözüme ilişmedi. Burası kasvetli boz taşları ve balçıkla sıvanmış duvarlarıyla hapishaneden farksız, yavan bir yer. Camisi- ni çıkardığınızda geriye hiçbir değeri olmayan, binalardan oluşmuş bir yer kalır ve Necef, ibadet için buraya gelenlerin sırtından geçinen ahalisiyle birlikte yeryüzünden silinir gider. Olaylarla dolu 1200 yıllık geçmişinde, şehrin bağnaz sınırları içinde üretilmiş tek bir işe yarar nesne yoktur.

Yine de tüm İslam dünyasında, Şiiler dualarını Necef'e yollar. Orası, her iyi insanın ömründe bir kez ziyaret etmesi gereken yerdir ve her Şii öldüğünde Necef'e gömülmeyi ümit eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder