Glastonbury ve Somerset düzlükleri

SOMERSET DÜZLÜKLERİ -QUANTOCK İLE MENDIP TEPELERİ arasında uzanan 1,300 kilometre karelik düz arazi- Ortaçağ keşişleri sele karşı setler çekip geri kazanana dek, deniz suyunun bastığı ba­taklık topraklar dan oluşuyordu . Bugün üzerinde söğütler yer alıyor; tarlalar "rhyne" diye anılan su yollarıyla birbirinden ayrılıyor ve hiçlik tepecikler düz platonun çıkıntılarını oluşturuyor.

Glastonbury'nin hemen dışında yer alan Glastonbury Tor, bu düzlüklerin en çok bilinen tepeciğidir. Efsane, mit ve tarih bu, üstüne bir 14. yüzyıl kilise kulesinin oturduğu, uyuyan ejderha biçimli tepeciğin çevresini sıkı sıkıya sarmıştır.

Bazıları, Kral Arthur ile kraliçe Guinevere'in Glastonbury Manastırı 'nın dağınık ama olağanüstü güzel kalıntılarında gömülü olduklarını iddia eder.

Sakson kralları, iki Edmund ve bir Edgar, burada gömülüdür; Çamur ya da kille sıvanmış (1l84'te yanarak harap olan) bir kilisenin yerinde, Arimathealı Joseph'in yaptırdığı söylenen, şirin bir geç dönem Norman Meryem Ana Şapeli yükselir. Yakınlarda, sekizgen çatısıyla dikkati çeken 14.yy Abbot's Kitchen (keşiş mutfağı) ve 14 yüzyıl manastır ahırında konuşlanmış Somerset Rural Life Museum (Somerset Kırsal Yaşam Müzesi) yer alır.

Charles Dickens ve Kuzey Kent

CHARLES DICKENS (1812-1870) BİRÇOK ROMANINA SAHNE olarak Kuzey Kent'i seçmiştir. Bunların arasında, Mr. Pickwick'in Se­rüvenleri ( Pickwick Papers, 1836-37), The Uncommercial Traveller (1860) bulunur. Dickens yöreyi iyi tanıyordu; çocukluğunun birkaç yılını Chatham'da geçirmiş ve 1856' dan ölümüne kadar Roches­ter'daki Gad's Hill Place' de yaşamıştır. Dickens büyük bölümü düz­lüklerle ve haliç alanıyla kaplı bölgenin garip ve değişken varlığını en detaylı biçimde Gad's Hill'de yazılan Büyük Umutlar'da (Great Expectations) betimlemişti r.

ROCHESTER

Rochester'deki High Street'te yer alan Charles Dickens Merkezi 'nin (Charles Dickens Center, Tel: (01634 -844176 ) karşısında, kendini beğenmiş Uncle Pumplechook' un üçgen damlı ahşap tohumluk buğday dükkanı yer alır. Bull Oteli' nde (şimdi Royal Victoria & Bull Hotel) Büyük Umutlar' daki Pip, Bentley Drumm le' la buluşmuştur. Dickens, Maidsıone Road'daki yüksek üçgen çatılı Restorasyon dönemi evini tüyler ürpertici Miss Havisham'ın evi olarak kullanmıştır.

Kasabada zarif bir Narman katedrali ve 37,5 metrelik yüksekliğiyle İngiltere'dekiler arasında en yüksek örneği oluşturan bir de iç kaleye sahip etkileyici bir kale bulunur.

BÜYÜK UMUTLAR ÜLKESİ

Büyük Umutlar romanının Rochester'ın kuzeyindeki bataklıklarla birçok bağlantısı vardır. A226 'nın üstün de yer alan Chalk köyünde, yolun kenarındaki beyaz kaplama tahtalı kır evi, Joe Gargery'nin demirhanesi ve Pip'in evlat edinildiği evdir. Daha batıda, Higham köyünün 1,5 km. kadar kuzeyinde, St. Mary Kilisesi tek başına durur. Mezarlıkta, mahkum Magwitch, Pip'in önüne atlayıp tepe üstü çevirmiş, böylece kilisenin sivri çatısı Pip'in ayaklarının altında sallanmıştı.

Kuzeye doğru 1,5 kilometre kadar giden bir patika, geniş Thames Nehri'ne bakan yalın bir harabe olan Cliffe Fort 'a ulaşır.  Hemen doğuda, Cooling Kilisesi bahçesinde,13 adet küçük, baklava biçimli çocuk mezarı levhaları yer alır. Dickens onları Pip'in kardeşlerinin mezar taşları olarak kullanmıştır.

Londra'nın batısında Thames

THAMES NEHRİ OXFORD'UN GÜNEYİNDEKİ OXFORDSHIRE düzlüklerinden, bu zengin nehrin en hoş kasabalanndan biri olan Henley-on-Thames'e ulaşmak için kuzeye kıvrılmadan önce Pang­bourne ve Mapledurham yoluyla, Reading'in dış mahallelerine doğ­ru akar. Henley'nin geliri neredeyse tümüyle nehir kıyısından elde edilir, çünkü burası temmuzun ilk haftasında Henley Royal Regat­ta'nın (Henley Kraliyet Kürek Yarışları) buluşma noktasıdır.

Herkesin gönlünce eğlendiği Henley Haftası (Tel: 01491-572153) boyunca İngiliz karakterinin snop yönü tam anlamıyla dışa vurulur. Bu yarışlar hem Thames Nehri kıyısında yer alan flamalarla süslenmiş tribünleri dolduran, hasır şapkalı, blazer ceketli, kravat bağlamış, tekneden tekneye selam uçurup şampanya içen kişiler; hem de kendiler ine hak ettikleri biçimde davranılmadığı inancıyla mızmızlanıp şikayetçi olanlar açısından, toplumsal takvimdeki önemli günlerden biridir.

Büyük kalabalıkları ağırlayan kürek yarışları ilk olarak l829 yılında Oxford ve Cambridge üniversitelerinin birbirlerine meydan okumalarıyla olarak başladı.

MARLOW'DAN COOKHAM'A

A4155'in hemen dışında yer alan Hambleden köyü, çakmaktaşı ve tuğladan , kapılarının çevresi güllerle kaplı kır evleriyle doludur. St. Mary's, zarif oymaları ve Norman­lar Britanya' ya geldiklerinde bile muhtemelen eski olan harika bi­çimde süslenmiş bir vaftiz kurnası bulunan büyük, haç planlı bir kili­sedir . Hambleden'in ötesinde, Thames Nehri, Marlow 'daki fotojenik su bendini, değirmeni loku ve lok bekçisinin evini geçmek üzere doğuya kıvrılır. Compleat Angler Oteli'nde (1653 ), tüm bu sularda balık avlamış, felsefi ve balıkçılıkla ilgili bir baş yapıt olan Tlıe Compleat Angları' yazan, Lond­ralı madeni eşya satıcısı lzaak Wal­ton' un anısına yapılmış balık biçimli vitray bir pencere vardır.

Victoria ve Albert Müzesi

Victoria ve Albert Müzesi

"Dünyanın en büyük dekoratif sanatlar müzesine hoşgeldiniz," der Victoria & Albert Museum (Victoria ve Albert Müzesi) plan kitapçığı ve bu ifade, dünyada V&A olarak bilinen Britanya kurumunu en iyi biçimde tanımlar. 11 km. uzunluğundaki galerileriyle herşeyi alan çanta misali bu labirentimsi müzede, in­sanoğlunun bildiği güzel ve uygulamalı sanatların her biçiminin bir örneği büyük olasılıkla bulunur. Dünyadaki en zengin ve çeşitli ko­leksiyonlardan biri olan V&A'in kurulmasını sağlayan, Prens AJ­ bert'in - sıradan Britanya işçilerini dünyanın her yerinden gelen ku­sursuz örneklerle tanıştırmakla ufuklarını açmayı amaçlamıştı. 1851' deki Londra Dünya Sergisi fikridir. Koleksiyonu Sanat ve Tasarım ile Malzemeler ve Teknikler olarak ayıran düzenlemede bir mantık vardır. Birincisi çoğunluk A, Alt A, B ve C' de, ikincisi de C ve D'de bulunur. Ayrıca, altı katı kaplayan resim, çizim, fotoğraf ve baskılarıyla Henry Cole Kanadı ile küçük Frank Lloyd Wright Galerisi vardır.
Büyük yenileme projesinin bir parçası olarak, V&A tüm Britanya eserlerini 2002 yılına kadar sergileme)'i planlamaktadır. Ancak şu anda, bu eserlerin bir bölümü müzenin çeşitli yerlerine dağılmış bölümlerde sergilenmektedir.

A KATI

Oda 48a'nın dev beşik tonozlu galerisinin duvarlarında Raffaello'nun duvar halıları için yaptığı devasa modeller bulunur. Bu muhteşem renkli, altı metreden fazla uzunluğuyla Yeni Ahit'ten sahneler içeren resimler, Papa X. Leo tarafından Sistina Şapeli için 1515'te ısmarlanmıştı. Saçları karma karışık olan Aziz Petrus içi balık kaynayan küçük bir teknenin baş tarafında İsa'nın önünde diz çökerken, aç bir turna sürüsünün şişkin bir ağı çekme ye çabalayan kaslı adamları izlediği "Mucizevi Balık Çekme" adlı resim özellikle çarpıcıdır. Aynı odada, altarın arkasında,1410 tarihli, Aziz George'un şehit edilmesin den işkence sahnelerini sergileyen bir İspanyol resmi bulunur.

Buckingham Sarayı

SÖYLENTİYE BAKILIRSA, KRALİYET AİLESİ BUCKINGHAM Sarayı'nı ( Buckingham Palace) pek de sevmiyor: Windsor, Sand­ringham ya da Balmoral'da her zaman daha mutlu görünüyorlar. Özgün Buckingham Evi o zamanlar kırsal bir alan olan yerde, 1703'te, Buckingham Dükü için yapılmıştı.

Bugün gördüğünüz saray 1920'lerin başında inşa edilmiştir. Hükümdarın Londra' daki resmi ikametgahıdır ve buradaki varlığı kraliyet sancağının ( Royal Standart) gönderde kalmasıyla simgelenir.

Kral III. George, Buckingham Evi' ni 1762'de satın aldı. 1837' de, genç Kraliçe Victoria'nın hükümranlığına az kala, burası St. James Sarayı'na tercih edilen kraliyet ikametgahı oldu. 661 odanın 19'u, 1992'deki yangından sonra (restorasyonu Kasım l997'de tamamlanan) Windsor Kalesi'nin tamir masraflarını karşılamaya destek olsun diye, her yaz halka açılır. Nash'in yaptığı döner merdiveni ve camlı kubbesiyle, kırmızı ve altın sarısı renklerle bezeli Grand Hall' ü ( Büyük Salon), kemerli Picture Gallery' yi (Resim Galerisi), altın sarısı tavanıyla Throne Room'u (Taht Odası) ve diğer tören odalarını görebilirsiniz.

Diğer ilgi çekici yerler arasında, abartılı kraliyet arabalarıyla otomobillerinin sergilendiği Royal Mews (cuma - pazar ve ekim - temmuz aylarında pazartesi girişleri kapalıdır) ve ayrıca, Queen's Gallery'deki (Tel:0171-799 2331 ) Kraliçe' nin sanat koleksiyonu da vardır.

Cazibesini hiç yitirmeyen bir olay da kırmızı ceketli (ekimden marta kabanlarını giyen), uzun, siyah kürk başlıklarıyla muhafızların sarayın önünde tören adımıyla yürüdükleri Changing of the Guard 'dır (Muhafızların Nöbet Değişimi; mayıs-ağustos aylarında hergün sahalı 11:10'da, eylül - nisan aylarında ise çift günlerde).

Britanya Sineması

SİNEMA

Birçok tiyatro oyuncusu ve yazarı, film yapmak üzere hem sinema hem televizyon dünyasına geçmişlerdir. Britanya film yapımcılığı geleneksel olarak yaşamını Hollywood' un gölgesinde sürdürme eğilimini benimsemiştir.

Sir Alfred Hitchcock( 1899 -1980) gibi çok büyük işler yapan yönetmenler, bunu Hollywood'un çarklarından geçerek başarmıştır. İki alan ise her zaman verimli olagelmiştir: "Kostüm dramaları" denilen tarihsel filmler (örneğin, bazılarında Emma Thompson'ın baş rol aldığı, 1980'lerin ve 90'ların Merchant lvory şirketi filmleri) ve komedi. Tutarsız, olmadık tesadüflerle dolu Four Weddings and a Funeml ( Dört Düğün Bir Cenaze) ve The Four Mounty gibi filmler 1990'larda seyirciyi salonlara çekti.

Film setleri

Britanya kentlerine ve kırsal kesimine yayılmış halde, klasik sinema ya da televizyon filmlerinde kullanılmış evlerle ve dış mekanlarla karşılaşacaksınız. Güneybatıda, Sense and Sensibility (Sağduyu ve Duyarlılık) filmi için mekan olarak kullanılan, Devon, Plymouth yakınlarmdaki Saltram House ile güney Somerset'teki Montacute House'a dikkat edin.

Robert Bolt'u n A Man For All Seasons ( Her Devrin Adamı) Londra'nın hemen batısında, Thames kıyısında yer alan Hampton Court Palace' ın içinde ve çevresinde çekildi.

iskoçya'nın görülmeye değer kaleleri, gölleri ve dar vadileri birçok filmin art alanını oluşturmuştur. Batıda, Moidarı Gölü'ndeki (Loch Moidart) Tioram Kalesi Highlander'da (1986); Fort William'ın güneyindeki Glen Nevis bölgesi, Kidnapped (1 986 ) ve Braveheart (Cesur Yürek) için ev sahipliği yaparken, Edinburgh'nun batısındaki Forth Haliçi' nde yer alan Blackness Şatosu ile kuzeydoğu kıyısındaki Stonehaven'ın hemen güneyinde yer alan Dunnottar Şatosu Franco Zeffırelli'nin Hamlet'i (1990) için mekan oluşturdu.

Britanya'da 20.yy Sonrası Mimari

Dengenin Bulunması

1970'ler korkutucu iş ilişkileri, Kuzey İrlanda' da aniden sorunların patlaması, grevler ve "hoşnutsuzluk kışları"yla belirlendi. 1973' te Britanya, Avrupa Toplulugu' na (günümüzde Avrupa Birliği) katıldı. Bin yılın son yirmi yılında tüketim çılgınlığı, bencillik ve hırs çoğu zaman ülkenin ruhunu ele geçirmiş gibiydi. Britanyalılar topraklarının gelişmenin tehdidi altın da bulunmasını, kentleriyle köylerinin yutulup bir örnekleşmesini, zamanında çok yerilen ama şimdi iş iş ten geçtikten sonra kıymeti anlaşılan gönençli devlet düzeninin sona erdiğini görmekten nefret ettiler. Bununla birlikte, denizaşırı ülkelerden yola çıkan ziyaretçiler, tarih ve kültürün köklerini araştırmak, değişimle geleneğin hala yan yana var olduğu bir ülkeyi görmek için Britanya'ya gelmeyi sürdürmekteler.

Savaş sonrası mimari

Ikinci Dünya Savaşı'ndaki bombalamaların neden olduğu yaygın yıkım savaş sonrası mimarlarına büyük olanaklar yarattı . Sir Basil Spence'in 1955 - 1962 yıllarında yaptığı Coventry Katedral'i gibi birkaç saygın örnek dışında hemen hepsinin savurganlık örnekleri olmanın" ötesine geçememesi acıklıdır. Bombalanmış ve sonra da temizlenmiş kent merkezlerinde acımasızca beton kullanmak o günlerde kural haline gelmişti. 1980'lerde ve 90'larda tarihi kentler ve köyler iş merkezleriyle ve kişiliksiz süpermarket komp­leksleriyle kuşatıldı. Yapımlarında yerel malzeme kullanılmaması renk, oran ve çevre uyumlarının bulunmaması nedeniyle son zamanlarda yapılan bu binaların hemen hepsi sevimsiz görünüşlüdür. Karşıt örnekler arasında Londra'nın eski ticari liman bölgesi olan Docklands'deki kimi gelişmeler . Richard Rogers'ın "içiyle dışıyla" Lloyd Binası (1986) ile Stansted'teki hava alanı binalarının düzgün hatları yer alır.

iNGİLTERE'NİN COĞRAFİ HARİKALARI

iNGİLTERE'NİN COĞRAFİ HARİKALARI
Deniz çekildikten sonra bu tebeşir örtü Britanya ' nın büyük bölümünü kaplamıştır; zaman la yeraltı hareketlerinin neden olduğu kırılmalar ve çökmelerin yanı sıra hava koşullarının da etkisiyle bu katman büyük oranda aşınmış ve kaybolmaya yüz tutmuştur. Kireç tepelerinin kıvrımları ve güney sahili boyunca uzanan kayalıklardaki setler gibi, geriye kalan oluşumlar ise özellikle etkileyicidir. Dört büyük buzul çağına kadar, nehirler güneydoğudan güney  Britanya 'nın Kuzey Denizi kıyılarına kil, kum ve çakıltaşı taşımayı sürdürmüştür. Buzul çağları (İÖ 600 binden 12 bine) Britanya'nın yüzey biçimlenmesini tamamlamıştır.

FLORA VE FAUNA

Britanya'nın yaban hayatı, ileri yöntemlerle üretime büyük önem veren savaş sonrası tarım politikaları yüzünden son on yıllarda büyük yıkıma uğramıştır. Tarla sınırlarım oluşturan çalı çitlerin, yabani çiçeklerin büyüdüğü kırlıkların ve sulak alanların yüzde sekseni yok olmuştur. Bu arada, yolların ve yerleşim birimlerinin gelişmesi tarını alanlarını, meraları ve fundalıkları tahrip etmiştir. Ötücü kuş, kelebek, böcek, şahin, baykuş ve memeli hayvan sayısında düşüşler olmuş ve yabani çiçek türleri ele azalmıştır. Öte yandan, Avrupa Birliği, çevreci gruplar ve bireysel girişimlerle sağlanan yasal koruma nihayet artmaktadır. Avrupa Birliği'nin tarım politikasındaki son değişimler de tek ürüne dayalı yoğun tanının artık eskisi kadar çekici olmayacağını göstermektedir. Baharda çuha çiçekleri, ve çan çiçekleri nehir ve göl kıyılarını sarmakta; yazları yol kenarları yabani karanfiller, yabani sarımsak, turna gagası ve maydanozgillerden hoş kokulu çiçeklerle kaplanmakta; tarla sınırlarını belirleyen çalı çitler sarı yelve kuşlarına, şarkıcı kuşlara ve ispinozlara yuva oluşturmaktadır. Yukarılarda,kuzeydeki kırlarda ise çullukların unutulmaz, coşkulu ötüşlerini duyabilirsiniz. İskoçya Dağlarında kaya kartalları, dağ tavşanları ve buzul çağı sonrasından  alma çiçek öbekleri yine oradadır. Galler'de ve diğer yerlerde kızıl çaylaklar, çoğalmaya başlamıştır. Önceki yüzyılda avlanarak tüketilme noktasına geldikleri Britanya'ya savaş sonrasında dönen mavi gri
ve uzun bacaklı kılıçgagalar, Suffolk kıyısının bataklık adacık larda yaşıyor.

OXFORD

Oxford 

Oxford'daki eski üniversite binalarının bal rengi duvarları ve sivri kuleleri, Cherwell ve Thames (burada sis diyorlar) nehir eri arasında yayılan bu hareketli kent merkezine sonsuz bir sü­kun et kazandırır. Ziyaretçiler, rehberli gezilere katılarak, Ortaçağ ya da Tudor dönemindeki kuruluşlarından bu yana yerleşim planlarını ve geleneklerini pek az değiştirmiş olan bu binaları görebilir. En eski binalar arasında sayılan Merton, 1264 yılında kurulmuştur. Burada yer alan 14.  yüzyıldan kalına Mob Quad,  İngiltere'nin hala kullanılmakta olan en eski kitaplığına sahiptir. Balliol , diğer okulların her birinden daha fazla sayıda politikacı yetiştirmiştir. Şair Percy Bysshe Shelley, yazdığı yıkıcı yazılar nedeniyle, üzerinde bulunduğu sokağın adından dolayı (High Street) The High olarak anılan University College'dan bir dönemlik uzaklaştırma" cezası almıştı. Başkan Bill Clinton da Rhodes Bursu ile burada bulunmuştu. Magdalen 15. yüzyılın sonunda inşa edilmiştir ve arkasında sevimli bir geyik parkı yer alır. Üniversite binalarının en büyüğü olan Christ Church ,1525'te Kardinal Wolseyta rafından kurulmuştur. Şapeli, İngiltcre' nin en küçük katedralidir. Yazları, nehir kıyısı boyunca yapılan geziler Christ Church Meadow 'dan geçerek Botanic Gardens'a (İngiltere'nin en eski botanik bahçeleri) kadar uzatılabilir. Oxford'un geleneksel uğraşlarından birinde üniversite öğrenciler ine katılmak mümkün: Cherwell üzerinde Magdalen Bridge'den (Magdalen Köprüsü) ya da İsis üzerinde Christ Church yakınlarındaki Folly Bridge'den (Folly Köprüsü) altı düz bir tekne kiralayarak yeteneklerinizi sınaya­bilirsiniz.