23 Ekim 2019 Çarşamba

Britanya'da 20.yy Sonrası Mimari

Dengenin Bulunması

1970'ler korkutucu iş ilişkileri, Kuzey İrlanda' da aniden sorunların patlaması, grevler ve "hoşnutsuzluk kışları"yla belirlendi. 1973' te Britanya, Avrupa Toplulugu' na (günümüzde Avrupa Birliği) katıldı. Bin yılın son yirmi yılında tüketim çılgınlığı, bencillik ve hırs çoğu zaman ülkenin ruhunu ele geçirmiş gibiydi. Britanyalılar topraklarının gelişmenin tehdidi altın da bulunmasını, kentleriyle köylerinin yutulup bir örnekleşmesini, zamanında çok yerilen ama şimdi iş iş ten geçtikten sonra kıymeti anlaşılan gönençli devlet düzeninin sona erdiğini görmekten nefret ettiler. Bununla birlikte, denizaşırı ülkelerden yola çıkan ziyaretçiler, tarih ve kültürün köklerini araştırmak, değişimle geleneğin hala yan yana var olduğu bir ülkeyi görmek için Britanya'ya gelmeyi sürdürmekteler.



Savaş sonrası mimari

Ikinci Dünya Savaşı'ndaki bombalamaların neden olduğu yaygın yıkım savaş sonrası mimarlarına büyük olanaklar yarattı . Sir Basil Spence'in 1955 - 1962 yıllarında yaptığı Coventry Katedral'i gibi birkaç saygın örnek dışında hemen hepsinin savurganlık örnekleri olmanın" ötesine geçememesi acıklıdır. Bombalanmış ve sonra da temizlenmiş kent merkezlerinde acımasızca beton kullanmak o günlerde kural haline gelmişti. 1980'lerde ve 90'larda tarihi kentler ve köyler iş merkezleriyle ve kişiliksiz süpermarket komp­leksleriyle kuşatıldı. Yapımlarında yerel malzeme kullanılmaması renk, oran ve çevre uyumlarının bulunmaması nedeniyle son zamanlarda yapılan bu binaların hemen hepsi sevimsiz görünüşlüdür. Karşıt örnekler arasında Londra'nın eski ticari liman bölgesi olan Docklands'deki kimi gelişmeler . Richard Rogers'ın "içiyle dışıyla" Lloyd Binası (1986) ile Stansted'teki hava alanı binalarının düzgün hatları yer alır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder