30 Kasım 2019 Cumartesi

LECHUGUİLLA MAĞARASI

LECHUGUİLLA MAĞARASI

LECHUGUİLLA MAĞARASI

LECHUGUİLLA MAĞARASI Tarihi

Lechuguilla mağarası Amerika Birleşik Devletleri topraklarında en derindir. Madenlerinden birinin derinliği 489 metredir. Yeraltı galerilerinin uzunluğu 222.5 kilometreden fazla. 1914 yılında kireç mağarası keşfedildi. Mağara, doğal girişinin bulunduğu kanyonla aynı adı taşıyor. Lechuguilla, çeşitli kristalin mineral oluşumları sayesinde çok sayıda araştırmacıyı cezbetmektedir. üyük yeraltı tonoz sisteminin araştırılması 1986'da nispeten yakın bir tarihte başlamıştır. Derinlikte bulunan bazı kalsit bilgileri gerçekten benzersizdir. Mağaranın bazı büyük odalarında 6 metre büyüklüğündeki sıva oluşumlarını 'avizeler' olarak adlandırabileceksiniz. Bilim adamları, kavitenin bu türden çeşitli mineral oluşumlarının sülfürik asidin etkisinden kaynaklandığını tespit ettiler. Yeraltı galerileri ağı altında hidrojen sülfatı uzun yıllar buharlaştırmış olan büyük petrol yatağıdır. İkincisi suyla karıştı ve kireç taşını kazınmış olan sülfürik asit oluştu. Tuhaf oluşumların temel dezavantajı kırılganlıklarıdır, bu nedenle Lechuguilla ziyaretçilere kapalıdır. Mağaranın giriş yeri gizli tutulur. Mağaranın gizli girişine girenler, Lechuguilla'nın dünyanın en tehlikeli mağaralarından biri olduğuna dikkat etmelidir. Tünellerinde kükürt içeren gazların buharlaşması nedeniyle sürekli patlamalar vardır ve en güzel sıva oluşumları garip bir hareketten düşebilir.Gizemin ve bilinmezliğin peşine düşmüş maceraperestlerin en sevdiği yerlerden biri olan mağaraları gezmek, göründüğü kadar zorlayıcı değil. Hepimiz bir mağara insanı olabiliriz! Gerekli olan şeyler biraz tutku, biraz bilgi ve bolca heyecan.

LECHUGUİLLA MAĞARASI


LECHUGUİLLA MAĞARASI Özellikleri

Bu yolculukta Çakmaktaş ve Moloztaş ailelerinin sahip olduğu konforları beklemeyin, henüz fillerden musluk yapacak teknolojiye ulaşamadık. Mağara gezisine çıkmadan önce, ekipmanlarınızı tam olarak belirlemeniz ve mağara hakkında bilgili olmanız gerekiyor. Yolculuğa hazırsanız, karşınızda insanı büyüklüğü ve egzotikliğiyle büyüleyen, yeryüzünün en büyük mağaralarından bazıları.  Chihuahua'nın güneyinde yer alan bu kristaller toprağın altında kalan kayaların içinde doğal bir şekilde oluşmuşlar. Palmiye ağaçları kadar uzun olan fevkalade kristaller yarı saydam altın ve gümüş renginde, çeşitli şekillerde bulunuyor. New mexico' da bulunan 193 kilometre uzunlugu, bugune kadar ulasilabilmis en derin olcu olan 500 metre derinligi ile amerika birlesik devletleri' nin en derin magarasi. icindeki odalarda bulunan 6 metreye varabilen kristaller ile gercek bir ali baba ve kirk haramiler magarasi

29 Kasım 2019 Cuma

Araguainha Krateri

Araguainha Krateri

Araguainha Krateri

Araguainha Krateri Fiziki Konumu

Brezilya'daki en büyük darbe krateri Goias ve Mato Grosso eyaletlerinin sınırında bulunuyor. Araguainha Krater 254 milyon yıl önce kuruldu. Bilim adamlarına göre, bölgede, göktaşının vurulduğu yerde küçük bir deniz vardı. Kitlesel yokoluşlarla ilgili birçok ilginç teori, Araguainha göktaşının çöküşüyle ​​ilgilidir. Muhtemelen birçok hayvan ve bitki türünün, bir göktaşının ve Dünyanın çarpışması sonucu gerçekten var olmaması. Kraterin çapı yaklaşık 40 kilometredir. Çok sayıda radyal ve halka arızalı oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Kraterin ilk geniş çaplı araştırması 1969'da başladı. Bilim adamları, göktaş kraterinin kökenini derhal bulamadılar. Bir kriptovolkanik yapı olarak ele alınmıştır. Sadece 1973'te bu teori araştırmacı Robert S. Dietz tarafından çürütülmüştür. Şok bir kuvartenin yanı sıra açık meteorik kökenli diğer mayınları da bulmuştu. Araguainha Kraterinin inanılmaz bir özelliği var. Bilim adamları, kraterin ilk çapının sadece 24 km olduğunu bulmuşlar ancak daha sonra, birden fazla rampart düşüşünün çökmesi nedeniyle önemli ölçüde genişlemişlerdir. Yolcuların krater almak için bir problemi yok, yanındaki Cuiaba ve Goiania'nın da bulunduğu birkaç küçük şehir var. Oradan krater alanına arabayla ulaşabilirsiniz.

Araguainha Krateri


Araguainha Krateri Yapısı

Araştırmalar, etkinin, dünyadaki yaşamın en büyük tükenmesine neden olmuş olabileceğini - dinozorlarınkinden daha büyük olduğuna işaret ediyor. Çarpışma 250 km içindeki her şeyi derhal imha etmiş olacak ve ardından hızlı ve ölümcül bir küresel ısınma meydana getirerek tsunamilere ve depremlere neden olacaktı. “Etki, dinozorları öldüren asteroitin aksine dolaylıydı. Araguainha'daki çarpışma, Paraná Havzası'ndaki çökeltilerin sıvılaştırılmasından sorumlu büyük bir depreme neden oldu ve atmosfere büyük miktarda metan, güçlü bir sera gazı yolladı. Karbondioksitten 60 kat daha yüksek ”diyen ABD’li jeolog São Paulo Üniversitesi’nden (USP) gelen profesör ve ziyaret profesörlerinden Eric Tohver. Sonuç olarak, milyonlarca canlı ölmüş olacaktı. Yapılan araştırmalara göre, gezegende yaşayan varlık türlerinin yaklaşık% 90'ı soyu tükenmiş olacaktı. O zamanlar dünya sürüngenlerden ve amfibilerden oluşmaktaydı. Araştırmacılara göre Araguainha göktaşı nedeniyle yaşamın ortadan kalkması, 65 milyon yıl önce meydana gelen ve aynı zamanda gök cisimlerinin yol açtığı dinozorların tükenmesine yol açan fenomenden daha yoğundu. Bunda, dünyadaki canlı türlerinin% 60 ila% 65'i soyları tükenmiştir.

28 Kasım 2019 Perşembe

Gobi Çölü

Gobi Çölü

Gobi Çölü

Gobi Çölü Fiziki Konumu

Moğolistan Gobi çölü, kumlarında birçok şaşırtıcı eski eserleri de gizler. Kemiklerin yanı sıra dünyanın ilk dinozor yumurtaları da bulundu. Bunlar ortalama bir patates gibi bir boydaydılar. Bilim adamlarının söylediklerine göre, milyonlarca yıl önce, bu yumurtadan yeni dinozor türleri doğmaya hazırdı. Sonra Bain-Dzak bölgesi incelendi ve hemen hemen bütün dinozor yumurtaları bulundu. Daha önce, Kazakistan'da eski kertenkele yumurtası kabuğunun parçaları da bulundu. 1968'de ilk sansasyonel keşif bir başkasıyla izlendi. Araştırmacılar, Ulanqab'ın yakınında bulunan çok daha büyük dinozorların yumurtalarını buldular. Orta öğeler hacim olarak yaklaşık 1,7 litredir. Tespit edilen kavramaların en büyüğünde 6 yumurta bulunmuştur. Hepsinin kabuğu üst kısımda hasar gördü. Muhtemelen genç dinozorların doğması gereken zamanlar vardı ve yakında gezegenin eski sakinleri bilinmeyen sebeplerden ötürü soyu tükenmişti. Kabuk kalıntıları bir kum tabakası altında güvenle gizlenmiştir. Buluntuların yaşı yaklaşık 100 milyon yıldır. Yıllardır süren araştırmalarda, bilim adamları yumurtaların sadece dinozorlara ait olduğunu kanıtlamışlardı. Tam olarak ne tür hayvanlar oldukları gizemi olarak kalır. Yuvaların hiçbirinde korunmuş embriyo parçaları mevcut değildi. Bugün, Gobi Çölü'nde bulunan dinozorların mezarlığı bir çok gezinin varış noktası. Bunu yapmak isteyen herkes bu yeri ziyaret edebilir. Orta Asya’da, Moğolistan Cumhuriyetinin güneyi ve Çin’e bağlı Sin-Kiang ve Kansu eyaletlerinin yakınlarındaki bölgeleri de içine alan geniş çöl. Etrafını kayalık sıradağlar çevirmiştir. Güneyde Altun Dağ, Bei ve Yin Dağları, batıda Tanrı Dağları, kuzeyde Altay ve Hangay Dağları yer alır. Çölün uzunluğu 1600 km olup, genişliği 480-965 km arasında değişir.

Gobi Çölü


Gobi Çölü Yapısı

Kışların uzun ve soğuk, yazların kısa ve sıcak geçtiği çok sert bir iklimin etkisindeki bölgede, sık sık patlak veren şiddetli kum fırtınaları, üst toprak tabakasını büyük ölçüde aşındırmıştır. Gobi Çölünde karasal ve kuru bir iklim hüküm sürer. Kışları soğuk, yazları ise sıcaktır. Sıcaklık -40°C ile 45°C arasında değişir. Yağışların büyük bölümü yazın olur. Batıda yıllık yağış ortalaması 69 mm iken, kuzeydoğuda 200 milimetreye çıkar. Bazı yerleri kum, bazı yerleri çakıllarla kaplı olan Gobi Çölünde, bitki örtüsü dikenli çalı ve küçük otlardan ibaretir. Akarsu hemen hemen hiç yoktur. Yalnız orta büyüklükte tuzlu göllere rastlanır. Yaygın yeraltı suları bazı kesimlerde büyükbaş hayvan yetiştirilmesine imkan sağlar. Çölü boydan boya geçen bir demiryolu hattı mevcuttur.

27 Kasım 2019 Çarşamba

Eyfel Kulesindeki Asansör

Eyfel Kulesindeki Asansör

Eyfel Kulesindeki Asansör

Eyfel Kulesindeki Asansör Fiziki Konumu

Eyfelturm, muhtemelen dünyanın en ünlü turistik yerlerinden biridir. Mükemmel görüntüleme platformlarının, müzelerin ve restoranların bulunduğu bir yer. Ziyaretçilerin rahatlığı için kule, güzel asansörlerle donatılmıştır. Ziyaretçilere toplam beş asansör temin edilebilir. İlk asansörler 110 yıldan fazla bir süre önce açıldı. İstatistiklere göre yılda yaklaşık 6 milyon turist Eyfel Kulesi'ni ziyaret ediyor. Böylece, bu tür sayıda ziyaretçi yıllık olarak beş tarihi asansörle taşınır. Kule için ilk asansörler 1899'da şirket Fives-Lill tarafından tasarlandı. Kulenin beş asansörünün her biri benzersizdir ve sırları vardır. Kulenin en eski asansörü doğu desteğinde bulunur. 46 kişiyi benzersiz şekilde taşıyabilir ve 2 m / s'lik hızlarda yolculuk edebilir. 1986 yılına kadar eski asansör bir hidrolik sistemle çalıştırıldı. Yeni ekipmanın ardından ilginç müze hidrolik bölümde açıldı. Kulenin batı desteğinde de yeniden yapılanma nedeniyle şu anda kapatılan tarihi bir asansör var. Yeniden inşa sonrasında, asansör 150 kişiye kadar benzersiz bir şekilde taşınacak. Yaklaşık hesaplamalara göre, asansörün modernizasyonu yaklaşık 25 milyon avroya mal oluyor. Merkezi asansör en ünlüdür ve tüm katlar arasında doğrudan bağlantıyı sağlar. 

Eyfel Kulesindeki Asansör

Eyfel Kulesindeki Asansör Yapısı

1983'te merkezi asansör kış dönemi için kapatıldı. Yakın tarihte yeniden yapılanma sonrasında, turistler kış aylarında da kullanabilirler.Paris seyahatinin klasik durağı olan Eyfel Kulesi, sadece Fransa veya sadece Paris'in simgesi değil, Avrupa'nın da simgesi olma özelliği taşımaktadır. Bu yüzden de dünyanın en meşhur yapılarından biri hiç şüphesiz eyfel kulesidir. Eyfel Kulesi, Paris'in her noktasından görülebilmektedir. Eyfel kulesinin uzunluğu 324 m. ağırlığı ise 10.100 tondur. Fransa‘nın ünlü kulesi Eiffel Tower, adını kendisini inşa eden mühendisten alıyor ve şehrin en yüksek yapısı olma unvanını da elinde bulunduruyor. ugün yılda 7 milyon turist çeken Eyfel Kulesi, dünyanın parayla en çok ziyaret edilen anıtı ünvanına sahiptir. Eyfel, Fransız devriminin 100. yıldönümünde düzenlenen dünya fuarı için tasarlanmıştır. İlk önce Barcelona’da 1888 Dünya Fuarı için yapılması planlanan kule, bu fikrin reddedilmesi nedeniyle, Paris fuarının giriş kapısı olarak inşasına 1887’de başlanmış ve 1889'da tamamlanmıştır. Expo 1889 Paris Fuarı'ın giriş kapısı olarak tasarlanan Eyfel'in yapımı o dönemde çok fazla tepki toplamıştır.

26 Kasım 2019 Salı

Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağı Fiziki Konumu

Dünyanın yedi harikasından biri, binlerce yıl önce Yunan Efes kentinde bulunuyor. Artemis'in büyük tapınağıydı. Bununla birlikte, bugüne kadar sadece birkaç sütun ve vakfın bir kısmı hayatta kaldı. Önemli simge, İzmir'in güney kesiminde yer alan küçük Türk kasabası Selçuk'ta görülebilir. Binanın tarihi inanılmaz derecede karmaşık ve trajik olaylarla doludur. Efes'teki ilk tapınak M.Ö. 6. yüzyılda inşa edilmiştir. İnşaat 300 yıldan az sürdü. Tapınak tamamen Gyrostat tarafından yakıldı ve sonra restore edildi. Birkaç yıl sonra Gotlar tarafından işten atıldı. Son olarak, tapınak 4. yüzyılda yok edildi ve yerinde bir Hıristiyan kilisesi inşa edildi. Tanrıça Artemis'e ithaf edilen ephesus tapınağı, antik Yunan'ın en görkemlilerinden biri idi. Tarihsel kayıtlara göre, inşaatı için fonların büyük bir kısmı Lydia kralı Croesus tarafından bağışlandı. Şahsen tapınağın birkaç sütununa bilim adamlarının daha sonra keşfettiği bir yazıt yazdı. Ana yapı malzemesi beyaz mermerdi. Artemis heykeli, fildişi ve altınlardan yapılmıştı ve tapınağın ana dekorasyonu görevini yapıyordu. Tapınak, papaz yönetim kurulu tarafından idare edildi. Uzun yıllardır burası yalnızca bir dini merkez değil, belediye yetkililerinden tamamen bağımsız olan şehrin finans merkezi ve ticaret merkezi idi. 1869'da İngiliz kâşif John Turtle Wood, Selçuk ilçesi yakınlarındaki eski bir tapınağın kalıntılarını buldu. Vakıf tam 20. yüzyılda keşfedildi. Şimdi, herkes bu muhteşem manzarayı ziyaret edebilir ve bir zamanlar görkemli tapınağın kalıntılarını görebilir. 

Artemis Tapınağı


Artemis Tapınağı Yapısı

Dünyanın yedi harikası tamamen insanlar tarafından inşa edilmiş, olağanüstü güzellikte ve büyüklükte yapılardır. Antik dönemin yedi harikası olarak bilinen bu yapılar dünyanın farklı ülkelerine yayılmış vaziyettedir. Bizler bu konuda oldukça şanslı sayılırız. Çünkü bu güzel yapıların birçoğu bizim topraklarımız üzerinde bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Artemis Tapınağı’dır. İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan bu yapının diğer adı Diana Tapınağı’dır. Bilgihanem okurları için hazırladığımız bu yazıda, sizlere Artemis Tapınağı’nı tüm ayrıntıları ile anlatmaya çalışacağız.

Artemis Tapınağı veya Artemision, aslında Diana Tapınağı olarak biliniyordu ve tanrıça Artemis'e ithaf edilen bir Yunan tapınağıydı. Tapınağa ait kalıntılar Efes'te (İzmir Selçuk kasabası yakınlarında) yer alır. Efes Antik Kenti, dünyanın en eski ve günümüze kadar en az bozulma oranı ile gelebilen yapılardan bir tanesidir. Eski Dünya'nın Yedi Harikası'ndan biri olan tapınak, milattan sonra 401'de gerçekleştirilen son tahribatından önce üç kez tamamen yeniden inşa edilmiştir.

25 Kasım 2019 Pazartesi

Gökkuşağı Nehri (Cano Kristales)

Gökkuşağı Nehri

Gökkuşağı Nehri

Gökkuşağı Nehri Fiziki Konumu

Bir zamanlar Kolombiya'da olan ve nehri Caño Cristales'i kendi gözleriyle gördü turistler, onun dünyadaki en güzel nehir olduğunu kabul ediyorlar. Farklı su bitkileri türleri, nehri zengin renklerle renklendiriyor, bu nedenle nehir rasgele dökülen renklerin dalgalı akışı gibi görünüyor. Bazı yerlerde nehir zemini parlak pembe, diğerlerinde parlak yeşil renktedir. Bazı su bitkileri soluk sarı, diğerleri - derin siyahtır. Nadir bulunan mavi su bitkileri nehirde de yetişir. Tecrübeli gezginler, Caño Cristales nehri ne yaz mevsiminde en güzel görünüyor. Diğer mevsim nehir gezisi ama aynı zamanda çok heyecan verici. Nehrin çok karmaşık bir dere yatağına sahip olduğuna dikkat ederek, bazı yerler gayet güzel görünüyor. Dev taşlarla kaplı çok sayıda şelale, yamaç ve sahiller nehri harika bir hale getiriyor. İlk bakışta deniz suyu çeşitli su bitkileri nedeniyle oldukça bulutlu görünüyor. Gerçekte, Caño Cristales dünyanın en saf nehirlerinden biridir. Nehir, etkileyici büyüklüğü ile karakterizedir. Uzunluğu yaklaşık 100 km'dir ve maksimum genişliği 20 metredir. Birkaç nehrin uzantısında, küçük kesici veya tekne ile gidebilir ve yere bakan çok renkli bir su yatağı halı görebilirsiniz. Sıvı gökkuşağına benzeyen benzersiz nehirde yıkanabilirsin. Bazı yerlerde güzel doğal kuyu kristalin su ile oluşmuştur.

Gökkuşağı Nehri



Gökkuşağı Nehri Yapısı ve Özellikleri

Caño Cristales bir olan Kolombiyalı bulunan nehir Serrania de la Macarena , ili Meta . Nehir genellikle “Beş Renk The River,” sarı, yeşil, mavi, siyah, ve Macarenia özellikle kırmızı gibi çarpıcı renkleri nedeniyle “da veya” “Sıvı Rainbow Dünyanın En Güzel Nehri” denir benzersiz bir görünüm veren nehrin altındaki clavigera.Benzersiz bir biyolojik merak, Caño Cristales “beş renk nehir”, “uzak cennet kaçtı nehir” ve “dünyanın en güzel nehri olarak anılır olmuştur.”

Yılın çoğu için, Caño Cristales başka bir nehir ayırt edilemez: donuk yeşil yosun kaplı kayalar bir yatak serin, berrak mevcut aşağıda görülebilir.Ancak, zaman her yıl, renkler canlı bir patlama nehir çiçekleri kısa bir süre için. Islak ve kuru mevsim arasındaki kısa bir sürede sırasında, su seviyesi sadece doğru olduğu zaman, çizgiler Macarenia clavigera denilen nehir zemin parlak bir kırmızıya döner bu bitki benzersiz bir tür. Bu sarı ve yeşil kum, mavi su ve aradaki bin tonları lekeler dengelenir.Bu sadece mevsim arasında kısa bir süre için olur. Kolombiya’nın ıslak sezonunda, su nehrin dibinde engellemeyecek ve kırmızı açmak için ihtiyaç duyduğu Macarenia clavigera güneş inkar, çok hızlı ve derin akar. Kuru sezonunda nehirde yaşamın baş döndürücü desteklemek için yeterli su yok. Ama Kasım ayları Eylül’den bir kaç hafta, nehir gerçek bir yaşam gökkuşağı dönüşür.

Caño Cristales karayolu ile kolayca erişilebilir değil uzak, izole bir bölgede yer almaktadır. Maceracı turistler şimdi La Macarena yakındaki kasaba içine uçabilir. Oradan “Serrania de la Macarena,” Caño Cristales bulunduğu milli park kısa bir yolculuk.Bu Rapids, şelaleler, correones ve olan sular akış Serranía de la Macarena plato güney, gelen pocetas bir arkaya olduğu bu doğum, çok sayıda kaya resimleri hala keşfedilmemiş olduğu bir engebeli alanda Sierra en eski tepuis arkasında.

24 Kasım 2019 Pazar

San Agustin Arkeoloji Parkı

San Agustin Arkeoloji Parkı

San Agustin Arkeoloji Parkı

San Agustin Arkeoloji Parkı Fiziki Konumu

Kolombiya, San Agustin'in dünyaca ünlü arkeolojik parkını övünebilir. Yalnızca dünyanın dört bir yanından gelen araştırmacılar tarafından değil, meraklı gezginler tarafından da ziyaret edilmektedir. Burada arkeologlar Güney Amerika'daki en büyük dini eserler grubunu keşfetti. Bugün herkes görüyor. Parktaki kazılar sırasında bulunan heykellere çin denir. Araştırmacılar öğrendikleri gibi öğeler volkanik kaya malzemesinden yapılmıştır. Pek çok heykel, çeşitli geleneksel kıyafetler giymiş insanları tasvir eder. Heykeller sadece görünüm bakımından değil aynı zamanda boyut bakımından da değişir. Bazı kalemlerin yüksekliği birkaç on santimetreliktir ve ağırlık en fazla yedi metreyi bulurken ağırlık çoktur. Toplamda, çalışma sırasında parkta 500'den fazla heykel bulunmuştur. Bazı heykeller antik tanrıları ve hayvanları tasvir etti. Şaşırtıcı arkeolojik alanın yol bulmacası, 1794'te bir mağaradaki ilk heykeli keşfedilen keşiş Fray Juan de Santa Gertrudis'ti. İki yüz yılı aşkın sürenin sonunda bilim insanları, heykellerin ne zaman ve ne amaçla yaratılmış olduklarını tam olarak anlamamışlardır. Paskalya Adası'nda bulunan taş putlara çok benzer. 

San Agustin Arkeoloji Parkı


San Agustin Arkeoloji Parkı Yapısal Özellikleri

Araştırmacılara göre, anıtlar istisnai bir dini önem taşıyor. Heykele ek olarak, parkta birkaç farklı ibadet yeri bulundu. Bir sunak bahçesi ve kalıntı var. Bugün, parkta en şaşırtıcı arkeolojik buluntuları toplayan bir müze var. Kolombiya, hem Karayip Denizi'ne ve hem de Pasifik Okyanusu'na açılabilen tek Güney Amerika ülkesidir. Ayrıca, And Dağları kuzeyden güneye doğru üç sıra halinde (cordilleras) uzanarak, ülkeyi değişik coğrafi bölgelere ayırır. Kahve diyarı olarak tanıdığımız Kolombiya tahmin edilmesi güç bir zenginliğe sahiptir. Altın tohumu kahvenin yanı sıra, Kolomb öncesi döneminin altınları ve görkemli sömürge yapılarıyla parıldayan bir tarihe sahip şehirler; yeşilin tüm nüanslarını görebileceğiniz bir doğa; bu topraklardan çıkan dünyanın en değerli zümrütleri; cana yakın ve misafirperver bir halk, Kolombiya hazinelerinin sadece birkaç tanesi. Son derece ilginç ve gizemli bir ülke olan Kolombiya'ya yapacağınız bu yolculuk esnasında "Büyülü Gerçekçiliğin" öncüsü Nobel Ödüllü edebiyatçı Gabriel Garcia Marquez'in, hayallerinizi süsleyen tasfirlerini, gerçek hayatta ve gerçek mekanlarında keşfedeceksiniz... Hem Latin Amerika'nın tüm renklerinin bir sentezi olan, hem de kendine özgü bir kişilik sergileyen Kolombiya'nın, onu keşfeden tüm seyyahlar gibi sizleri de büyüleyeceği şüphesiz...

23 Kasım 2019 Cumartesi

Tacikistan Nurek Barajı

Tacikistan Nurek Barajı

Nurek Barajı

Tacikistan Nurek Barajı Fiziki Konumu

Barajlar işlevlerinde büyük farklılıklar gösterebilir. Elektrik üretmek ve su tedariki düzenlemek için, nehir faunası popülasyonlarının gelişimini kontrol etmek ve sulama için uygun koşullar yaratmak için su akışlarını düzenlemek ve sel döneminde kaza riskini en aza indirmek için inşa edilmiştir. Bir başka büyük barajın inşasına başlayarak, tasarımcılar ve inşaatçılar, bu yapılar bir kez yolcuların dikkatini çekeceğini pek düşünmemişlerdir. Bununla birlikte, büyük barajların kendi 'turistik çekirdeği' vardır. Hepsi inanılmaz güzel yerlerde bulunmaktadır. Doğa severler büyüleyici rezervuarları görmek, pitoresk sahil boyunca yürümek ve mimari kreasyonların büyüklüğünü takdir etmek için bu yerlere gelirler. Heyecan arayanlar, barajların bir kısmını bungee atlamaları için platformlar olarak kullanıyorlar ve bir barajın üzerinden geçen birisi aşırı ve unutulmaz bir olay. Dünyadaki en yüksek baraj Tacikistan'da, Nurek şehrinden uzakta değil. Vahş nehri üzerindeki baraj projesi 20. yüzyılın ortalarında gelişmeye başlamıştır. 1972'de hidroelektrik santralı çalışmaya başlamıştı, ancak inşaat işi 7 yıl sonra tamamlanmıştı. 

Nurek Barajı


Nurek Barajı Yapısal özellikleri

Nureksk hidroelektrik santralinin baraj yüksekliği 304 metredir. Vahş Nehri üzerindeki su havzası aynı zamanda dünyanın en büyük su havzasıdır; Yüzeyi 98 q oluşturur. km Enerji üretimi sadece hidroelektrik santralinin amaçlarından biridir. Büyük su havzası, tüm tarımsal dönemde yakın alanları taramaya izin verir. Hidroelektrik santralin tarımsal amacı tesadüfi bir mesele değildir - kuru dönemde, yerel sakinler elektrikten tasarruf etmek zorundalar. Üretimleri büyük ölüde azalmakta ve suyun büyük kısmı sulama için kullanılmaktadır. Dünya üzerindeki en yüksek barajı görmek için yılda bir binlerce turist bu bölgeyi ziyaret ediyor. Barınak ve su havzası yemyeşil çevre manzaraları ile çevrili bahar aylarında özellikle güzel görünüyor. Nurek Barajı, Tacikistan'da Vahş Nehri'nin Afganistan sınırına yakın bölümü üzerinde kurulu olan toprak/kaya dolgu tipinde baraj. Baraj, 16 m. derinliğe inen geçirimsiz bir beton zemin üzerine kurulu ve 300 m. yüksekliğindedir. 1970'te hizmete alındığından beri dünyanın en yüksek barajıdır. Dokuz birimli elektrik santralının toplam gücü 3.000 MW'tır. Baraj, 650.000 ha'lık bir tarım alanını sulayacak miktarda su toplamaktadır

22 Kasım 2019 Cuma

Livno Kasabası

Livno Kasabası

Livno Kasabası

Bosna Hersek Livno Kasabası Coğrafik Konumu

Bosna Hersek'te antik Livno kasabası var. Orada ilk yerleşim Dalmaçyalılar tarafından 4000 yıl önce kuruldu. Daha sonra bu yerlerde Romalılar yaşıyordu. Bugün, şehir, isimsiz topluluğun merkezi. Nüfus 10 000'den fazla kişidir. Livno'nun ilk sözleri, 9. yüzyılın sonlarına kadar uzanıyor. Kasaba, Osmanlı yönetimi sırasında çağa yükseldi. O dönemde en görkemli saraylar kasabada inşa edildi. Artık hayatta kalan camileri ve diğer tarihi eserleri görebilirsiniz. Kasaba, yürüyerek keşfetmek için çok uygun. Çok sayıda dükkan ve restorana sahip hem modern hem de turistlerin yürüyebileceği en gözde mekanlardan biri olan pitoresk bir tarihi bölge vardır. Kentte modern oteller var; Aralarında en prestijli Bistrica Nehri kıyısında yer almaktadır. Tarihi eserlerden oluşan kapsamlı bir koleksiyona sahip olan Franciscan müzesi ve Gorica Galerisi, sanatseverlerin ilgisini çekecektir. Sessiz ölçülü istirahat için kasaba güzel. Gürültülü eğlence mekanları yok, bu nedenle Livno genellikle çocuklarla birlikte turistler tarafından ziyaret edilir. Bu pitoresk alanda dinlenmenin en iyi zamanı yaz. Birçok otelde yüzme havuzu bulunmaktadır. Çeşme ve heykeller ile şehir merkezinde inanılmaz derecede güzel bir park var.

Livno Kasabası


Bosna Hersek Livno Kasabası Yapısal özellikleri

Livno ovasının (Livanjsko Polje) güneydoğusundaki yüksek platonun ovaya hâkim kenarı üzerinde yer alır. Livno yanında Hlivna ve Osmanlı döneminde İhlivne (Hlevne) şeklinde geçen isim Osmanlı idaresi öncesinde kasabanın bulunduğu bölgenin adıyken daha sonra buranın merkezi olan şehre verilmiştir. Ortaçağ’da bir Bosna eyaleti olarak zikredilmektedir (Enciklopedija Jugoslavije, V, 545). XVI. yüzyıl başlarında Osmanlılar tarafından kurulup geliştirilen kasabanın temelini geniş ovaya hâkim mevkideki kale oluşturur. Kalenin adı ilk defa Hırvat yöneticisi Mutimir döneminde geçer. 892 yılında Mutimir’e ait bir belgede Livno eyaleti hâkimi olarak Zelimir ve onun imzası “Zelimiro iupano Cleunae” şeklinde görülmektedir. 952’de Bizans İmparatoru Kostantin Porphyrogentius tarafından Hırvat Krallığı’nın bir bölgesi şeklinde De Administrando Imperio’da zikredilmiştir. 1326’da Stjepan (Stefan) Kotromanić idaresindeki Bosna Devleti’ne ilhak edilinceye kadar Hırvatistan’ın bir parçası olarak kaldı. 1400’de Bosna Kralı Ostoje burayı voyvoda H. Vukčić’e verdi. Livno’daki kaleye (Bistrički Grad) ilk defa bu münasebetle kaynaklarda yer verilir.

21 Kasım 2019 Perşembe

Çin Jiuzhaigou Vadisi Hakkında

Çin Jiuzhaigou Vadisi

Jiuzhaigou

Çin Jiuzhaigou Vadisinin Fiziki Konumu

Çin Jiuzhaigou Vadisi, inanması zor olan varolduğu için muhteşem manzara yüzünden ünlüdür. Chengdu şehrinin hemen yakınında yer alır ve yaklaşık 720 km²'lik bir alanı kaplar. Muhteşem pitoresk ormanlar ve büyüleyici şelaleleri olan berrak göllere sahip görkemli vadi. Vadide 2 binden fazla bitki vardır. 1992 yılında Jiuzhaigou Vadisi, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi ilan edildi. Renkli bir göl ve çok seviyeli şelaleler, yerin ana mücevherleri Birkaç yıl içinde, vadi turistler arasında büyük bir popülerlik kazandı. Son birkaç yılda günde ortalama 7 000 kişi ziyaret edildi. Yüksek sezon boyunca, bir dizi ziyaretçi günde yaklaşık 12 000 kişidir. Rezervin turun bir parçası olarak şaşırtıcı olabilecek birkaç küçük yerleşim yeri bulunduğu dikkate değerdir. Yolcular, harika mimari ve tarihi siteleri görebilir, yerli halkın yaşamı ve yaşam tarzı hakkında bilgi edinebilir, hem de eşsiz hediyelik eşyalar satın alabilirler. Bununla birlikte, Jiuzhaigou Vadisi öncelikle doğa tutkunlarını cezbetmektedir. Dünyanın dört bir yanından gelen gezginler, belirli bakteri türlerinden dolayı gökkuşağının farklı renklerinde boyanan renkli göllere hayran olmak için buraya gelirler. Bazı maymun türleri ve dev panda da dahil olmak üzere nadir yerleşim yerleri rezervlerde bulunur. Terk edilmiş yerlerde, örneğin Tsza Zhu bölgesi gibi yürümekten çekinenler, en az ziyaret edilenlerden biridir. Burada, eski bir Budist manastırını görebilir, sessiz ormanlarda gezintiye çıkabilir ve nadir bulunan bitki türlerine hayran kalabilirsiniz.

Jiuzhaigou


Çin Jiuzhaigou Vadisinin Yapısı ve Özellikleri

"Y" biçimindeki bir vadide yer alan ve uzunluğu 40 kilometreye ulaşan Jiuzhai Vadisi'nin ismi, vadide bulunan Shuzheng, Heye ve Zezhawa dahil dokuz Tibet köyünden geliyor. Jiuzhai Vadisi'nde oluşan göller ve şelale topluluğu, Çin'de tek ve dünyada nadir görülen yayla, göl ve şelale topluluklarıdır. "Esfanevi dünya" olarak nitelenen Jiuzhai Vadisi'nin güzelliği konusunda rehber Xiaoyan bize şunları söyledi: "Sularıyla ün yapan Jiuzhai Vadisi'nde 114 gölcük ve birçok şelale bulunuyor. Çin'in en geniş şelalesi olan Buruorilang Şelalesi, mevsimsel nitelik taşıyan Panda Deniz Şelalesi, dünya çapında bilinen ''Batıya Yolculuk" televizyon dizisinin çekildiği İnci Plajı Şelalesi ve en güzel şelalelerden biri olarak kabul edilen Shuzheng Şelalesi burada yer alıyor. Bunun dışında çok miktarda turist vadideki karlı doruklara ve ekim ayında görülen rengârenk ormanlara bayılıyor. Ayrıca, Jiuzhai Vadisi'nde bulunan dokuz Tibet köyü ve bölgede yaşayan Qiang etnik grubu, özgün Tibet-Qiang kültürünü yarattı."

19 Kasım 2019 Salı

Mersin Maraş Tepesi

Maraş Tepesi

Maraş Tepesi

Mersin Maraş Tepesinin Fiziki Konumu

Şimdiye kadar Arsinoe olarak adlandırılan bu yer Bozyazı İlçesi'nin 2 km. doğusundaki Çubukkoyağı Köyü sınır­ları içinde, denize doğru burun biçiminde uzanan hakim bir tepe üzerindeki Maraş Tepesi'dir. Eski Çağ coğrafyacısı Strabon, Arsinoe'yle ilgili bilgileri aktarırken; "Ane­murium'dan sonra ilk kent olan Nagidos'a sonra bir demir atma yeri bulunan Arsi­noe'ye gelinir" demektedir. Şehrin kuruluşu hakkında ve komşu Nagi­dos Kenti ile ilişkileri hakkındaki bilgiyi yine Mersin Müzesi'nde sergilenen yazıttan öğ­renmekteyi.z Bu yazıttan, şehrin ilk kez İ.Ö. 270 yıllarında Aspendoslu Aetos'un zamanında kurulduğu anlaşılmaktadır. Ae­tos'un, Mısır kralı il. Ptolemais'in karısı ay­nı zamanda kızkardeşi adına kurduğu bu kent, kral, karısı ve kızkardeşinin "Kutsal Kenti" olarak anılmıştır. Akdeniz kıyıların­ da kurulan birçok şehre Arsinoe adı veril­miştir. Bilinen dört Arsinoe antik kenti için­den Bozyazı'da bulunan Arsinoe kenti, il. Arsinoe adına inşa edilmiştir. Yazıtta komşu kent Nagidos'la aralarında çıkan sınır anlaşmazlığınıngiderildiği ve iki nüsha hazırlanan yazıtın Nagidos'ta Afrodit Tapına­ğı'na, Arsinoe'de ise kapalı kutsal bir ala­na yerleştirildiğinden bahsedilmektedir. Arsinoe 6 yüzyıl başlarında piskoposluk ol­muştur. Erken Orta Çağ'da terk edilmiş ve tekrar yerleşim görmemiştir. Maraş Tepe­ si'nde bulunan kalıntılar arasında ise doğu­ batı limanları çevresinde arazinin eğimine uyan kale surları yer almaktadır. Bunlardan kulelerle takviyelendirilmiş olan batı duvar­ları oldukça sağlam durumdadır.

Maraş Tepesi


Maraş Tepesini Yapısal Özellikleri

Maraş Tepesi'ndeki antik kent içinde bir­ çok yapı kalıntısı tamamen tahrip olmuş­tur. Anemurion'da gördüğümüz mezar ya­pılarını andıran iki katlı, tonozlu, bazılarının üst örtülerinin mozaiklerle süslü olduğu mezar yapıları burada da dikkat çekmektedir. Erken Bizans Dönemi'ne ait sadece temel izleri kalmış üç kilise tespit edilmiştir. Ören yerinin kuzeydoğusunda bulunan kili­se ile doğusunda bulunan kesme ve moloz taştan inşa edilmiş bazilika, plan özellikleri­ni koruyarak zamanımıza kadar gelmiştir. Yan yana sıralanmış Roma-Erken Bizans Dönemleri'ne ait evler vardır. Ancak bunla­rın arasında net bir şekilde Roma evi diye­bileceğimiz yapılar yoktur.

17 Kasım 2019 Pazar

Edirne Halk Kütüphanesi Projeleri

Halk Kütüphanesi

Vatandaş Odaklı Yönetişim Projesi

Günümüzün küreselleşen dünyasında yönetim anlayışı giderek değişmekte, bürokratik odaklı yönetim anlayışından vatandaş-birey odaklı yönetim anlayışına geçiş yaşanmaktadır. Yönetim anlayışında yaşanan değişiklik ihtiyaç­larına yasal düzenlemelerle çözüm üretme çaba­larının yanı sıra, üretilen kamu hizmetlerinin va­tandaşa ulaştırıldığı fiziki mekanların iyileş­tirilmesinin de vazgeçilmez önemi bulunmaktadır. Sosyal yardımlarla desteklenmeye ihtiyaç duyan vatandaşlarımıza yönelik faaliyetlerimizi sürdür­düğümüz Vakıf hizmet binasının bakım-onarı­mının yapılması ve çalışma ortamının iyileştiril­mesine yönelik Vatandaş Odaklı Yönetişim Projesi onaylanmış olup aktarılan öden ekle proje uy­gulama çalışmalarına devam edilmektedir.

İlimizde önceki yıllarda İl Halk Kütüphanesi olarak kullanılan binanın inşaat ve tadilat işleriyle kullanıma uygun hale getirilmesiyle oluşturulacak Çocuk ve Gençlik Merkezi'nde kamu kurum/ kuruluşları ile sivil toplum örgütleri işbirliğiyle çocuk ve gençlere yönelik çalışmalar yapılacaktır. İlimizde sokakta çalışan çocuklar ile güç koşullar altında bulunan, ailesi ile birlikte aynı iş ortamını paylaşan {çöp toplayan,tarım işçiliği yapan) toplumsal hiz­metlerden yeterince yararlanamayan alt sosyo­ ekonomik düzeydeki semt/bölgelerde yaşayan çocukların serbest zamanlarını değerlendirmeleri, eğitim olanaklarından etkin yararlanmalarının sağlanması, becerilerinin keşfedilmesi amacıyla fotoğraf, resim, tiyatro, müzik, bilgisayar atölyeleri oluşturularak etkinlikler gerçekleştirilmesi hedef­lenmektedir. Atölyelerde yürütülecek çalışmalarla bu çocuk ve gençlerin topluma kazandırılması ya­nında kötü alışkanlıklara eğilim göstermelerinin engellenmesi sağlanacaktır.Talep edilen proje bütçesinin 63.000,00.-(Altmış üç bin) YTL'lik kısmı SRAP Proje Koordinasyon Birimince ak­tarılmış olup tadilat için proje bütçesi dışında yapı­lacak diğer harcamalar İl Özel İdare Müdürlüğü bütçesinden karşılanacaktır.

Halk Kütüphanesi

AB Finansman Destekli "Hazır Giyim Konfeksiyon Üretim Atölyesi" Projesi 

Türkiye İş Kurumu, Avrupa İstihdam politikasına uygun olarak etkin istihdam programları yaratma, geliştirme ve uygulanmasına yardımcı olmak amacıyla Avrupa Birliğince desteklenen Aktif İşgü­cü Programları Yeni Fırsatlar Hibe Programı kap­samında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürlüğünce hazırlanan ve Merkezi Finans ve İhale Birimince kabul edilen "Hazır Giyim Konfeksiyon Üretim Atölyesi" projesi uygulama süreci 18 TEMMUZ 2005 tarihinde İMKB Serhat Meslek Lisesinde başlamış 45 kişilik 3 grupta toplam 133 kadınımıza 288 saatlik teorik ve uygulamalı eğitim verilerek 19 ARALIK 2005 tarihinde tamam­lanmıştır.

16 Kasım 2019 Cumartesi

Edirne Tabyalarının Vaziyet Planı Hakkında


Özellikle 1877-78 Osmanlı Rus savaşları sırasında Rusları bir süre durdurabilmek için alelacele, mevcut toprak tabyaların duvarları kargir, üstleri meşe ağacı ve toprakla örtülerek savunmaya hazır hale getirilmeye çalışılmış, fakat bu tesislerden fayda sağlanamamıştır. Üstelik Ruslar Edirne'den ayrılırken bu tahkimatı yıkmışlardır.(Çağan, 1993, 199). Bu savaş sonrası Rusların kolayca İstanbul varoşlarına dayanması, tahkim edilmiş bir Edirne savunma hattının öneminin anlaşılmasını sağlamıştır. (Yiğitgüden, 1938 , 10) Rusların Edirne'yi terk etmesinden sonra devam eden tahkim çalış­maları, özellikle 1885 yılında ki Sırp-Bulgar sava­şından sonra, Bulgarların yaratabileceği tehlike düşünülerek, hızlandırılmış (İvanof, 1937 , 17) ve 1886 yılında, başkanlığını Mirliva İsmail Hakkı Bey'in yaptığı bir istihkam komisyonu oluşturula­ rak, yeni yapılacak tabyalar için çalışmalara baş­ lanmıştır. Bu komisyon tarafından yapılan , Edirne savunma hattını oluşturan tabyaların kroki planlarının yerleştirildiği,1886 tarihli bir istihkam harita­sında, tabyaların devam etmekte olan inşa süre­cini anlatan birde metin bulunmaktadır.

Sultan il. Abdülhamit' e sunulan bu haritada yer alan rapor niteliğindeki bu metinde, tabyaların isimleri tek tek verilerek yapım aşamasında gelinen nokta anla­tılmıştır. (Hrt. 2) Edirne Tabyaları içerisinde kita­besi günümüze ulaşabilmiş tek örnek olan Kıyık Tabya 1888 tarihlidir. Buna göre tabyaların yapım sürecinin yaklaşık iki yıl sürdüğünü söylemek mümkündür. Edirne' nin savunma hattını oluşturan bu 24 tabya, şehir merkezinin etrafını ortalama 5-6 kilometrelik bir yarı çap teşkil edecek şekilde çevirmiştir. Bu çevrenin uzunluğu yaklaşık 50 ki­lometre olup, şehir merkezine en uzak tabya, 8750 metre mesafedeki Karagöz Tabya, en yakın tabya ise 1500 metre mesafedeki Kıyık Tabyadır.

15 Kasım 2019 Cuma

Edirne Spor Olanakları ve Kırkpınar Hakkında


İlimiz tesis durumu, yöresel koşulları, eğitimci ve antrenör imkanları göz önünde bulundurularak çeşitli spor branşında faaliyet göstermektedir. İli­mizde 7 spor salonu, 3 stadyum, 9 toprak saha, 1 kapalı yüzme havuzu ve 286 semt sahası bulun­maktadır. Bu semt sahalarının 67'si hatalı, 122 's i hatasız olmak üzere toplam 189 futbol sahası, 27 voleybol sahası, 42 basketbol sahası, 25 çocuk oyun alanı ve 3 mini çim sahadır.

Ayrıca Tarihi Kırkpınar Güreşlerinin düzenlen­diği Saray içinde 16.000 kişilik tribünü olan bir güreş alanı mevcuttur. İlimizde, iller arası düzeyde futbol, basketbol, voleybol, yüzme, atıcılık, okçu­luk, judo, ritmik jimnastik gibi spor branşlarında iller arası bölgesel grup şampiyonaları ile Türkiye şampiyonaları organize edilmektedir. Kırkpınar yağlı güreşleri ile ilgili bir çok söylenti vardır. Bunlardan en yaygın olanı da şöyledir; Ru­meli'nin fethi sırasında Orhan Gazi'nin kardeşi Sü­leyman Paşa 40 askeriyle Domuzhisarı Kalesi ile birlikte birkaç kaleyi de ele geçirir. Bu birlik geri dö­nerken , bu gün Yunanistan sınırları içerisinde ka­lan Samona' daki molalarında güreş tutuşurlar. Bunlardan ikisi yenişemezler.

Daha sonra iki güreşçi bir Hıdırellez gününde (6 Mayıs) yeniden güreşe tutuşurlar. Güreş sabah erkenden başlayıp gece yarısı iki güreşçinin ölü­müne kadar sürer. Arkadaşları tarafından orada bulunan bir incir ağacının altına defnedilirler. Yıl­lar sonra arkadaşları aynı yere tekrar geldiklerinde İki pehlivan arkadaşlarının gömülü oldukları yer­de temiz ve gür pınarların şırıl şırıl aktığını görür­ler. Bunun üzerine o yer "Kırkpınar" olarak adla ­dırılır ve böylece Kırkpınar Yağlı Güreş geleneği başlar.

14 Kasım 2019 Perşembe

Edirne Bölgesel Folklor Özellikleri Hakkında


Belirli bir bölgede yaşayan toplumun kendine özgü her türlü davranış özelliği gösteren töre ve geleneklerini inceleyen bilim dalına "Halk Bilgisi" anlamına gelen "folklor" denilmektedir. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş , gelişme, duraklama ve gerileme devirleriyle , Cumhuriyet Döneminin çok geniş değişikliğinden önemli ölçüde etkilenen Edirne'miz gerçekten tarih ve folklor yönünden pek zengindir.

Türküler: Edirne Müzik kültürünün oluşmasında hem Anadolu'nun hem de Rumeli'nin izleri vardır. Kökü Anadolu topraklarında olan ve yöre sanatçılarının müzikal tavrıyla dile gelen " Kahve Yemen'den Gelir" , "Top Yatağın Önü Kahve ", "Sabahın Seherinde Görebilsem Yarimi" gibi eserlerin yanında Edirne linin gönlünün yarısı Rumeli'dedir. Selanik'ten , Batı Trakya'dan , Üsküp'ten gelen Rumeli türkülerini de yöre halkı büyük bir içtenlikle çalar ve okur. " Manastır Türküsü ", " Alişimin Kaşları Kare ", Tuna Nehri Akmam Diyor " Edirneli'nin kendinden bildiği ve söylediği Rumeli Türkülerinden birkaçıdır. Yörede ayrıca yeniçeri havaları adı verilen türküleri de icra edilir.

Edirne türküleri deyince çok geniş alanları kapsayan yerlerin türkülerini düşünmek daha doğru olur. Çünkü bu il öyle günler görmüş ki; bu gün ayrı ayrı uluslar elindeki topraklar Edirne de oturan Rumeli Beylerbeyi tarafından yıllarca yönetilmiştir. Anadolu ve Rumeli arasında bir geçiş yeri olan Edirne, pek çok kültürden izler taşısa da kendine özgü yönünü yitirmeden yaşamaktadır. Bu yörede türküler genellikle 9/8 'lik karma türkü usulünde Hüseyni, Neva, Rast, Uşşak, Hüzzam, Eviç, Saba, hicaz ve diğer makamlara dayalı kırık havalar türündedir.

13 Kasım 2019 Çarşamba

Edirne Üç Şerefeli Camii Hakkında



Gazi Mihal Köprüsü'nün Edirne yönündedir. 1429'da yapılmıştır. Mahalle mescidi olup, kesme taştan, tek kubbeli bir yapıdır. Taç kapıdaki taş işçilik ilginçtir. İçten duvarlar rumi bordürlü altıgen çini işlemeli panolarla kaplıdır. Yer yer rumi çinili alçı mihrap, sekizgen geçmeler, geometrelik bordürler ve rumi motiflerle süslüdür.1443-1447 yılları arasında, 2.Murat tarafından yaptırılmıştır.

Cami Osmanlı sanatında erken ile klasik dönem uslübu arasında yer alır. Burada, ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılmaktadır. 24 m. çapındaki bü­yük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar payesi olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanlarda daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler vardır. Yapı, bir yenilik olarak, enine dikdörtgen bir yapıdır.

Böylece enine gelişen mekana ulaşılmak istenmiştir. Bu planı Mimar Sinan. İstanbul camile­rinde daha gelişmiş biçimiyle uygulamıştır. Ayrıca, Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu cami­de kullanılmıştır. Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiştir. Üç şerefeli Cami, bu özellikleriyle sonra ki camilere öncü olan anıtsal bir yapıdır. Ba­samaklı üç kapıdan girilen avlunun sütunları, serpantinli breş, granit ve mermerdendir. Avlu pen­cerelerin'den ikisinin alınlıkları çini süslemedir. Lacivert ve ak renkli çiniler, bitkisel kıvrık dal bor­dürü ile çevrilidir. Burada 11. Murat'ın adı geçmektedir. Revak kubbelerindeki özgün kalem işleri, Osmanlı camilerindeki en eski örneklerdir. Cami­ ye adını veren üç şerefeli anıtsal minare tam olarak 67.62 metre yüksekliğindedir. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılması ilginçtir. Minare gövdesi kırmızı taştan zikzaklar ve ak karelerle devinim kazanmıştır. Kaidesinde Bursa kemerli sağır nişler vardır.

12 Kasım 2019 Salı

Havsa ve İpsala Meslek Yüksek Okulları Hakkında


Trakya Üniversitesi Senatosu 'nca alınan karar gereği Yüksek öğretim Yürütme Kurulu'nun 16.03.1995 tarihli toplantısında açılması uygun görülen Havsa Meslek Yüksek okulu Muhasebe ve İşletmecilik Programları'na 20'şer olmak üzere toplam 40 öğrenci alarak 1995-1996 Eğitim­ Öğretim yılında açılmıştır. 199 8 -1999 Eğitim-Öğ­retim yılında Bankacılık ve Seracılık olmak üzere iki yeni program daha açılmıştır.

1995 yılında Havsa Belediyesi'nin Encümen kararı ile Belediye'ye ait 690 m2'lik kullanım alanı olan bina Trakya Üniversitesi'ne tahsis edilmiştir. Aynı yıl Belediye sınırları dahilinde Simit Göl mevkiinde 250 dönüm arazi Meslek Yüksek okulu binası yapılmak üzere Trakya Üniversitesi'ne veril­miştir. 25 Mart 2005 tarihinde binanın temelleri atılmıştır. Halen İktisadi ve İdari Programlar Bölü­mü ve Teknik programlar bölümüyle eğitim­ öğretim sürdürülmektedir.

İpsala Meslek Yüksek okulu'nun Trakya Üniversitesi Rektörlüğünün 18 Eylül 2002 tarihli 2 nolu kararı ile kurulmasına karar verilmiş, Yüksek­ öğretim Kurulu Başkanlığının 24 Ocak 2003 tarih ve 224 sayılı yazısı, ve 2547 sayılı yasanın 2880 sayılı kanunla değişik 7/d-2 maddesi uyarınca Trakya Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak 2002-2003 eğitim-öğretim yılında kurulmuştur.

2003-2004 eğitim öğretim yılında Gümrük İşlet­me ve Endüstriyel Elektronik programları olarak topla m 59 öğrenci ile öğretime başlamıştır. 2005- 2006 Eğitim-Öğretim döneminde "Dış Ticaret Programı" açılmış olup 30 öğrenciyle uygulamaya geçecektir.1993-94 öğretim yılında ikinci öğretime baş­lanmış olup halen Teknik Programlar ve İktisadi ve İdari Sosyal Programlar olmak üzere 2 bölümde, gündüz 18 programda , ikinci öğretimde 13 olmak üzere toplam 31 programda eğitim ve öğretime devam etmektedir. Ayrıca Kültür ve Turizm Ba­ kanlığı Turizm Geliştirme Vakfı (TUGEV) ve T.Ü. Rektörlüğü Protokolü ile açılan Turizm ve Otelcilik Sertifika Programı da Yüksek okul bünyesinde yürütülmektedir.

10 Kasım 2019 Pazar

Edirne Şehit Asım İlköğretim Okulu Hakkında


Okulun kurucusu Asım Bey'dir. Bekar olan Asım Bey, Mustafa Kemal Paşa Kaymakamı iken, bir yatılı okul yaptırmak amacıyla kendi aylı­ğından 1000 altın sarı lira arttırmıştır. Tam bir okul yaptıracakken Birinci Dünya Savaşı başlıyor. Asım Bey Birinci Dünya Savaş'ına gönüllü olarak giderken zamanın Edirne Valisi Zekeriya Zihni Bey'e bu parayı vererek eğer şehit olursam bu para ile bir Dar'ül Ey­tam (Yetiştirme Yurdu) açın, dönersem ben ken­dim açacağım, diyor.

Asım Bey doğu ilimiz Ardahan'da savaşırken şehit düşüyor. Vasiyetine uyularak, şimdi okulun ve Pratik Kız Sanat Okulunun bulunduğu ada bu para ile satın alınıyor. Binalar yapılarak, Asım Bey Darüleytam'ı olarak açılıyor. Şimdi içinde öğretim yapılan bina Darülevtam'ın yatakhanesi olarak kullanılıyor. Edirne'nin Yunan işgali sırasında bu okulun öğrencileri Kıyık Dar'ül Eytam'ına gönderiliyor. Yunan işgalinden sonra Öğretmenler Derneği tarafından üç sınıflı İs met Paşa İlkokulu olarak öğretime açılıyor. 1950'de İsmet Paşa İlkokulu kapatılıp, İstiklal İlkokulu'na bağlı üç sınıflı olarak öğretime devam ediyor. 

Edirne'nin Yunan işgali sırasında bu okulun öğrencileri Kıyık Dar'ül Eytam'ına gönderiliyor. Yunan işgalinden sonra Öğretmenler Derneği tarafından üç sınıflı İsmet Paşa İlkokulu olarak öğretime açılıyor. 1950'de İsmet Paşa İlkokulu kapatılıp , İstiklal İlkokulu'na bağlı üç sınıflı olarak öğretime devam ediyor. Edirne'nin tanınmış kişilerinden Merhum "Ha­fız Rakım ERTÜR Hoca'nın (Asım Bey Dar'ül Ey­tam'ında Türkçe Öğretmenliği yapmış) başvurma­sı üzerine 1952 yılında Şehit Asım İlkokulu adı ile okul açılıyor ve öğretime devam ediyor.

9 Kasım 2019 Cumartesi

Edirne İpsala İlçe Coğrafyası Hakkında


İpsala, yüz ölçümü 753 km2 olan bir ilçemizdir. Kuzeybatıda Meriç, kuzeydoğuda Uzunköprü, doğuda ve güneyde Keşan , güneybatıda Enez il­çeleri ile çevrilidir.

İlin güneybatısında yer alan İpsala , alçak tepe­lerle engebeleşmiş, dalgalı düzlüklerden oluşan bir doğal yapı gösterir. Kuzey ve doğu kesimlerinin 100-300 metre arasında değişen yükseltiler, batı kesimini ise aşağı Meriç ovasının bir parçasını oluşturan İpsala Ovası kaplar. Meriç Irmağı ve kollarıyla sulanan ve sık sık su baskınına uğrayan ova , 1960' larda Meriç Irmağı boyunca yapılan setlerle ilin en büyük ve verimli tarım alanlarından biri durumuna getirilmiştir. Batıda Meriç kuzeybatıda da Ergene Irmakları ilçenin doğal sınırını çizer. Ergene Irmağının kolla­rından Basamaklar Deresi üzerinde sulama ve taşkın önleme amacıyla kurulan Altınyazı Barajı göl alanının bir bölü mü, Yeni Karpuzlu Göleti ve Sultan köy Barajı da ilçe sınırları içindedir.

İpsala İlçe Merkezi, İpsala ovasının kuzey­ doğusundaki bir tepenin yamacında kurulmuştur. İlçenin 2 km güneyinden geçerek Yunanistan sını­rındaki İpsala Sınır Kapısına ulaşan E-25 kara­yolu, Keşan'da Eceabat'tan gelen E-24 kara­yoluyla kavşak yapar. Bu kara yolu kasabadan geçen bir yolla Havsa ve Silivri yakınlarındaki iki yerden E-5 karayoluyla birleşir. İpsala ilçesi il Merkezi Edirne'ye 108 km uzaklıktadır.

İlçenin komşu ilçelerle bağlantısı kara yoluyla olup, ilçenin bütün köyleriyle ulaşımında bir problem yoktur. İlçe merkezinden Edirne, Tekir­ dağ, İstanbul ve Ankara'ya düzenli olarak otobüs seferleri yapılmaktadır. İpsala ilçesine Keşan ilçesinden ulaşılır. Yollar asfalt olup, ilçe merkezi ve köyler arasındaki ulaşım yıl boyu yapılmaktadır.

Edirne Valiliği Hakkında


Edirne Valiliği de diğer illerimizdeki standart teşkilatlanma şemasına uygun olarak örgütlenmiş olmakla birlikte, İlin özelliğine uygun ilave birimler de oluşturulmuştur. Valiliğimiz ve kaymakamlıklarımızda halihazırda mevcut 100 kişilik kadronun 34'ü boş, 66'sı ise doludur. 

İhtiyaç duyulan ilave personel ise diğer kamu kuruluşlarından yapılan görevlendirmelerle karşılanmaktadır. 2006 yılı Mayıs ayı itibariyle Valiliğimizin mevcut birimleri ve bu birimlerde görev yapan personel aşağıda gösterilmiştir. İl Valisinin hukuki konulardaki iş ve işlemlerinin yürütülmesine yardımcı olmak üzere kuru­lan bu birimde Mülki İdare Hizmetleri Sınıfından 1 müdür görev yapmaktadır.

Valinin özel haberleşme, görüşme, protokol, gizlilik taşıyan yazışmalar gibi işlerinin yürütül­mesine yardımcı olmak üzere oluşturulan bu bi­rimde, 1 müdür (görevlendirme) ve 3 memur gö­rev yapmaktadır. Valiliğe kalkınma planlan ve yıllık programlarla verilen görevlerin yürütülmesi, diğer sosyo­ ekonomik araştırma ve incelemelerin gerçekleşti­rilmesinde İl Valisine yardımcı olmak amacıyla ku­rulan bu birimimizde 1 müdür, 2 şef ve 1 veri hazırlama kontrol işletmeni görev yapmak tadır. 

Valiliğin evrak akışına ilişkin genel işler, Valilik personelinin özlüğe ilişkin işleri, demirbaş, arşiv gibi hizmetleri yürütmek üzere kurulmuş buluna n İl Yazı İşleri Müdürlüğü 'nde 1 müdür (vekil) ve 8 personel görev yapmaktadır. İnsan Haklan İl Ku­rulu'nun sekreterya hizmetler i ve Hukuk İşleri Şefliğine ilişkin görevler de bu birimimizce yürütül­mektedir.

Valiliğin basın ve halkla ilişkilerine ilişkin görevleri yürütmek, basında yer alan İl ve Valiliğe dair konulan takip etmek gibi görevlerle kurulan bu birimimizde halen 1 müdür ve 4 personel (2 ' s i görevlendirme) görev yapmaktadır. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) görevleri de bu Müdürlüğümüz bünyesinde oluşturulan bir büro tarafın­dan yerine getirilmektedir.












8 Kasım 2019 Cuma

İskoçya ve Golf


St. Andrews'un dünya çapındaki ünü, golfün anavatanı olma konumuna dayanır. Ortaçağ İskoçları, topa bir sopayla vurmaya burada, St. Andrews kumullarını kaplayan düz çimenlerin üzerinde başladılar. Ardı ardına gelen üç İskoç kralı (1457'de II . James, 1471'de III. James ve 1491'de IV. James) genç erkekleri kiliseye gitmekten ve okçuluk çalışmaktan alıkoyan "yararsız golf sporunu" yasakladılar. IV. James (ya emrini bir kez daha gözden geçirmiş olmalı ya da olasılıkla golf onun da kanına girmişti), 1502'de oyunu yasallaştırdı. 1567' de İskoç Kraliçesi Mary'nin St. Andrews' ta golf oynadığı zaman, bu spor, kraliyet ailesinin mensuplarının öncülüğünde her sınıftan İskoç'un tutkusu haline gelmişti bile.

Krallığın onayı

1754'te "fife'lı 22 asilzade ve beyefendi"den oluşan bir grup, her yıl yapılacak bir yarışma organize etmek için Society of St. Andrews Golfers'i kurdu. 1834'te IV. William derneğin himayesini kabul ettiğinde krallık onay mührü verildi. Bunun üzerine topluluk Royal and Ancient Golf Club (R&A ) adını aldı. Yirmi yıl sonra R&A, bugün hala Old Course ile geniş West Sands'e bakan muhteşem bir konumda bulunan hoş bir taş kulüp binası inşa etti kendine. 1873'te Britanya Açık Şampiyonası ilk defa burada gerçekleştirildi ve o tarihten beri de düzenli olarak St. Andrews'ta sürdürüldü.

Büyük Golfçüler

Golf tarihinin en büyük adlarının çoğunun St. Andrews'la sıkı ilişkileri vardır ve ekipman ile kurallar ve oyunun yönetimi konusundaki devrim niteliğindeki gelişmeler, bu küçük deniz kenti kökenlidir.

1845'te, tüylerden yapılma çekirdeğiyle eski tip topun yerine gütaperka ağacından yapılan ilk top burada yapılmıştır. Allan Robertson (1815-1859), dünyanın ilk profesyonel golfçüsü olarak bilinir ve burada 1842'de tüy topla bir şampiyonayı, 1858'de ise sumatra zamkından yapılma topuyla bir diğer şampiyonayı kazandı.


6 Kasım 2019 Çarşamba

NORTHUMBERLAND


NORTHUMBERLAND

Northumberland Ulusal Parkı, ulusal parklar arasında en yabanıl, en uzak ve en az ziyaret edilendir. Turba zeminli, çıplak yayla arazisinin büyük bölümü, özellikle de Kielder su bendi' nin çevresindeki 11 kilometre uzunluğundaki alan, Orman Bakanlığı' nca ağaçlandırılmıştır. Bu bölgede 647 kilometre karelik sık, kozalaklı bir ağaç örtüsü yer alır. Kielder'ın, göl çevresinde ve her zaman rüzgarlı ve huzur dolu olan Kielder Ormanı' nın patikaları boyunca uzanan, kendine has güzellikleri vardır.

Az bilinen yerler

Newcastle ve Edinburglı arasındaki bu arazi parçasını kuzeybatı yönünde kesen, sınır aşan yollar vardır; ama siz, Northumbria ormanlarının ve tepelerdeki çiftlik arazilerinin havasını daha iyi solumak için, Sauglrıt ec'den yan yola (Carlisle-Jedburglı yolu üstündeki B6357) sapıp doğu yönünde 48 kilometre giderek Kielder Ormanı' nın içinden geçin ve kuzey yönünde Lanehead ve Otterburn üzerinden ilerleyin.
Northumberland'ın merkezine giden diğer yol, doğu sınırındaki (A697 Morpeth-Edinburgh yolu üzerinde) Longframlington' dan, batıya doğru eski savunma kulesiyle Rothbury içinden geçerek, Thropton, Slıarperton ve Harbottle köylerine uğrayıp Alwinton'a ulaşan B6341 yoludur.

Müzik geleneği

Northumbria' nın küçük nefesli sazlarla çalınan müziği yabansı ve farklıdır; insanda dans etme ya da eşlik etme isteği uyandırır. Yerel Folkworks organizasyonu (Tel: 0191-222 1717), herkesin davetli olduğu konserler, dans partileri ve atölye çalışmalarıyla bu müziğin yeniden canlandırılmasını sağlamıştır.

5 Kasım 2019 Salı

HAWORTH'TAN HEBDEN BRIDGE'E


HAWORTH'TAN HEBDEN BRIDGE'E

Haworth'tan (Ziyaretçi bilgisi, Tel: 0 1535 - 642329) başlayın. Yemek odasında Bronte kardeşlerin şaşırtıcı romanlarını yazdığı kumtaşından yapılma,Georgia tarzı bir yapı olan Bronte Papazlık Konutu Müzesi, köy sokağının üst kısmındadır. Haworth'tan 11 kilometrelik dairesel bir yürüyüş sizi Haworth Moor'un karşısına, Bronte Çağlayanları ve "Bronte Koltuğu" adı verilen kayanın yanından geçirerek, Pennie Way yoluyla Emily' nin Rüzgarlı Bayır' ında Heathcliffin evi için temel aldığı model olan Top Withens çitlik evi'ne götürür. Haworth' taki ziyaretçi bilgi merkezinden bir yürüyüş kitapçığı alınabilir.

Haworth ' tan A629 sizi güney yönünde alacağınız 16 kilometrelik bir yolculuk sonunda iliğine dek kuzeyli bir tekstil kasabası olan ve haksız bir biçimde pek çok ziyaretçinin gözden kaçırdığı Halifax 'a (Ziyaretçi bilgisi, Tel:0 1422-368725 ) ulaştırır.

Shibden Hail Müzes'inde taşra gelenekleri ve el sanatları ürünleri sergilenir. 1799 yapımı Piece Hail ise Georgelar dönemi yün ticaretinin dev bir anıtıdır. Burada bir de ziyaretçi danışma merkezi yer alır. Bitişikteki 19. yüzyıldan kalına imalathanenin içinde ise, çalışan tekstil aletleri ve madenciliğin tarihini anlatan sergileriyle, Calderdale Sanayi Müzesi yer alır.

A58 ve A646 yollarından yönünüzü batıya, Hebden Bridge'e (Ziyaretçi bilgisi' Tel: 01422-843831) doğru çevirin ve restore edil­miş kumtaşından yapılma sıra-evlerin ne denli güzel olabileceklerini görün.

A6033 yolu sizi, Hebden Bridge'den engebeli ve açık arazinin karşısına, Haworth'a geri götürecek.

4 Kasım 2019 Pazartesi

Manchester Şehri


VICTORIA GÖRKEMİ

Ziyaretçi merkezinin arkasında, 85 metrelik saat kulesiyle, devasa Gotik Belediye Binası'nın (Town Hall ) hakim olduğu Albert Square (Albert Meydanı) yer alır. Belediye Binası'nın ilk katındaki Büyük Salon'da, Ford Madox Brown' dan pre-Raffaelit duvar resimleri bulunur.

Peter Street' in köşesinde, dairevi Central Library & Theater (Merkez Kütüphanesi ve Tiyatro) binasının karşısında, terasında bir öğle sonrası İngiliz çayını içmek için kusursuz bir yer olan, erguvan renkli Midland Hotel yer alır.

Caddenin biraz daha yukarısında, Peterloo Katliamı' nın yapıldığı yerde ise büyük Free Trade Hall (Serbest Ticaret Binası) vardır.

KANALLAR, KLÜPLER VE ÇİN MAHALLESİ


G-Mex Centre ( Tel:0161 -834 2700), Watson Street'te, eski Central Station'ın (Merkez istasyonu) göğe doru yükselen kemerli, demir ve cam çatısının altında yer alır.

G- Mex metro istasyonu az ötededir; metro hattını geçip sola, rampa aşağıya gidin ve merdivenlerden aşağıya Rochdale Kanalı' na inin. Karşıda, Whitworth Street West' in köşesinde, kıvrımlı duvarı parlak mavi ve kırmızı çinilerle kaplı, '' rave" partilerinin doğum yeri olan Hacienda Club vardır (şimdi kapalı).

Kanal boyunca uzanan patikayı batıya, kanallar ve tekneler ve Victoria tarzı binaları ve mimarisinin bir karışımını içeren Castlefield Urban Heritage Park'a kadar izleyin. Liverpool Road' daki Museum of Science and lndustry in Manchester'ın,  Power Hall'unda benzinle çalışan ve tıslayan makineler, Air and Space Gallery 'de (Hava ve Uzay Galerisi) ilk derme çatma planörler ve devasa keşif uçakları bulunur.

Liverpool Yolu' nun Deansgate'le birleştiği yerde sola dönün. Deansgate'in ötesinde, sağ tarafta, Abraham Lincoln heykeliyle Brazenose Street ve yakınlarında, vitraylı kubbeciği ve kıvrımlı mermer sütunlarıyla dikkati çeken St. Mary Kilisesi vardır.

3 Kasım 2019 Pazar

Doğu Anglia ve Lincolnshire'da görülecek diğer yerler


Braintree'nin güneyindeki Cressing Temple 'da Ortaçağ'ın hemen başında yapılmış ve çok güzel restore edilmiş, iki adet devasa ambar vardır.

BURY ST. EDMUNDS

Burası, ( İS 870'de öldürülen ) Aziz Edmund'un kalıntılarını saklayan mahfazanın bulunduğu, Suffolk'un ruhani başkentidir. Ortaçağ evleri, 11. yüzyıl manastır kalıntılarının çarpıcı batı cephesiyle iç içe geçmiştir. St. James Katedrali (l438'de başlanıp 400 yıl sonra bitirilmiştir) manastırın yanında, harika bahçeler içinde yer alır. Charles Dickens Mr. Pickwick'i Angel Tepesi'nde manastırdan bir 14. yüzyıl girişiyle ulaşılan The Angel'da konaklatmıştı.

IPSWICH

lpswich, Orwell Nehri üzerinde yer alan eski bir limandır. Burada görülmeye değer yerler şöyledir : Buttermarket'taki aşırı biçimde sıva süslemeli Ancient House ; bazı Constable tabloları dahil yerel manzara resimlerini içeren Christchurch Mansion Museum and Art Gallery Sutton Hoo Hazinesinin kopyaları olan, 1939'da yakınlardaki bir Anglo-Sakson gemi batığından çıkarılan, bir ölünün olağanüstü güzel özel eşyalarının bulunduğu lpswich Museum.


SUFFOLK KIYISI 

Gevşek kayalı, iri çakıllı ve harika biçimde az ziyaret edilen tenha Suffolk kıyısı, Harwich'in karşısındaki  Stour Halici'nden kuzeye uzanır. Stour ile Orwell arasıııda Shotley Yarımadası yer alır; kuzey kıyısındaki Pim Mill'de bulunan Butt & Oyster, muhteşem ve bozulmadan kalmış bir gemici pub'ıdır.

Kıyıdaki diğer güzellikler arasında, Shingle Street'te bulunan Napoleon tarzı Martello Kulesi; ıssız ve küçük, küçük çakıl dolu tenha Oxford limanı; Snape 'deki Benjamin Britten'in büyük konser salonu; Thorpeness'deki sıradışı Bulutlardaki Ev; Minsmere 'deki ünlü RSPB (Royal Society for the Protection of Birds ) kuş sığınağı; geleneksel sayfiye beldesi Southwold sayılabilir.

2 Kasım 2019 Cumartesi

Doğu Anglia ve Lincolnshire

Doğu Anglia ve Lincolnshire



Doğu Anglia Britanya'nın kesin sınırları belli olmayan karışık bölgelerinden bir diğeridir. Suffolk ile Norfolk illeri asıl topraklarını oluşturur. Güney­ den Essex, batıdan Cambridgeshire, kuzeyden ise Lincolnshire kenar süsü gibi bölgenin içine girer. Temel özelliği büyük tepelerden yoksun oluşudur. Gerçi Doğu Anglia, bu konudaki ününün sizi inandırmış olabileceği ölçüde düz bir yer de değildir. Ortaçağ'da, 13. ile 16 . yüzyıllar arasında, yün tekstil ürünlerinin kalitesiyle ve dinsel baskılar yüzünden ülkelerini terk eden Flaman dokumacıların yetenekleri sayesinde, Bitanya'nın en zengin ve en kalabalık bölgesiydi bu parlak dönemden sonra Doğu Anglia, Britanya'nın ticaret ve moda dünyasının dışın da kaldı ve anayolların uzağında, Cambridge dışında tek önemli kenti Norwich olan bir bölge haline geldi. Temel geçim kaynağı tarım olagelmişti.
Günümüzde de ağır killi topraklarında buğday, bol alüvyonlu kıyı topraklarında ise sebze yetişir.
Doğu Anglia, kent yaşamının baskısından bunalıp iyi bir yaşam sürmek için buraya kaçan, yöredeki sakin yaşamın cezbettiği kişilerce son zamanlarda  keşfedilmeye başlanmıştır.
Essex ili çoğu zaman ihmal edilir, ama kıyılarında kuş gözlemi için ideal gizli bataklıkları ve koyları vardır. Öte yandan, kuzeybatıda yer alan Saffron Walden ileNorfolk Broads'daki Horning Water yapay gölü, önde gelen bir yelkencilik merkezidir. Zengin tarını toprakları, kiliselerin çan kuleleriyle direklerinin geniş gökyüzüne mızrak gibi yükseldiği yerlerde, su yollarıyla 50 kilometre boydan boya kesilir. Buranın ötesinde, kuzeye doğru, eski katedral kenti Lincoln'a doğru uzanan kireçtaşı yükseltileriyle Lincolnshire Wolds (Tepeleri ) yükselir.

1 Kasım 2019 Cuma

GLOUCESTER


ÜÇ KATEDRAL KENTİ VE İL MERKEZLERİ OLAN GLOUCESTER,  Hereford ve Worchester,Güney Midlands'in güneybatı bölgesinde bir üçgen oluşturur; bu üçgen, Malvern Tepeleri'nin ayırıcı özelliği olan kabarık sırtı da içine alır. Burası, hem sofralık hem şaraplık üretim yapan elma bahçeleriyle dolu, kırmızı topraklı, meralarında sığırların otladığı ve meyvacılık yapılan kırsal bir alandır.


GLOUCESTER

Üç kentin en güneyde olanı Gloucester, Britanya'daki en görkemli katedrallerden birine sahiptir. 67,5 metrelik güzel kulesiyle tanınan Gloucester Katedrali kentin caddelerinden uzakta, kendi yeşil alanı içinde yer alır. Yapımına 1089 'da başlanıp 20 yıl içinde tamamlanmıştır.

Sahındaki yuvarlak kemerlerin yaprak süslemeleri erken Norman kökenlerini gösterir. 1216 'da III.Henry burada taç giymiştir.

Yapının yaşamında tümüyle yeni bir dönem açılmasının nedeni, II. Edward'ın ölümü ve 1327'de katedrale gömülmesidir.

Homoseksüel olduğu iddia edilen Edward, yakındaki Berkeley Kalesi'nde korkunç biçimde (karısı lsabella' nın emriyle kızdırılmış bir şömine demiri bağırsaklarına sokularak) öldürüldükten sonra, katedraldeki kaymaktaşı lahdi çok ilgi gören bir hac yeri oluşturmuş ve kiliseyi yeni­den yapılandırıp güzelleştiren zenginleri buraya çekmiştir. 1352 yapımı devasa doğu penceresi bu dönemden kalmadır. 24 metreye 11,5 metre ölçüleriyle, bu, olağanüstü büyük bir Ortaçağ vitrayıdır. Hüyük Sütunlu Yol, 1370 ila 1410 yıllarında yelpaze tonozla süslüdür.

Dışarıda, College Court'ta (College Avlusu) şimdi müze olan ve Beatrix Potter' ın (1866- 1943 ) çocuklar için yazdığı The Tailor of Gloucester kitabında sözü edilen çarpık, küçük ev yer alır. Aşağıda, doklardaki Llanthony Warehouse'daki National Water­ ways Museum 'da büyük bir tekne koleksiyonu sergilenir.

A38/B42l3 üzerinden ulaşabileceğiniz, Gloucester'ın 13 kın. kuze­yindeki Deerhurst' te olağanüstü güzel bir Sakson kilisesi vardır. 3 km. devanı edince, Tewkesbury gelir ; burada, Bri­tanya'nın en güzel manastır kilise­lerinden biri ile Ortaçağ yapımı ev­lerinin abartılı ağaç oymaları var.